İNANÇ YILAN
DAHA GÜZEL YENİL FENERBAHÇE
İlk yarının son maçında Antalya’ya misafir olan Fenerbahçe’nin teknik/taktik üretimden uzak yalın gerçeği çırılçıplak olarak sahadaydı. Modacı değiştirdiğinde kusurlarından kurtulacağını düşünen hatunlar gibi teknik adam değişikliğinden medet uman spor yazarı – taraftar hezeyanlarını mecburen sahiplenen Ali Koç’un Ersun Yanal hamlesi dün 91.dakika itibariyle iflas etmiştir.
Maç ortada daha doğrusu ortada kalmış, iki takımda zahmet edip üstüne almıyor ki galibiyet ya da mağlubiyet elinde kalmasın diye ve birde ne görüyoruz! Tribünlerin ısrarla takımın başına getirdiği Ersun Yanal ilk değişikliğini Soldado – Slimani ikilisi arasında yapıyor. Maçı izlemeden sırf tabelaya bakarak bu değişikliği görmüş olsaydım “Demek ki adam kaleyi dövmekten yoruldu, Hocası da gereğini yaptı” derdim. Yahu kanat ortaları yok, duvar pası organizasyonları yok ve mucize yaratacak diye getirilen Ersun Yanal hangi akla hizmet bilinmez ama 91. dakika da Reyes’i oyuna aldı. Alt yapıdan çocukları soksa tamam diyeceğimiz bir değişikliği milyonlarca seyirciyle sanki dalga geçmek için yapıyor ya da daha vahimi ne yaptığını bilmiyor.
Elif ve Benzia’da ne var ki koskoca ilk yarı boyunca göremedim de bunlar hala görüyor. Zaten sahada bu ikisi gibi iki tane daha var. Ersun Yanal büyük hoca olduğu için elbette bunun cevabını verecektir. Teknik iflası gösteren ise, Reyes’in 91. dakikada maça girişidir. Ersun Yanal bu değişikliğin takımı tetikleyeceğini düşünüyorsa hepimize geçmiş olsun, yok eğer beraberliğin başına birşey gelmesin yenilgiden hallicedir diyorsa buyurun cenaze namazına.
Aziz Yıldırım’ın ergen arzularıyla takımı dizayn etmesinin sonucu ve bizatihi eseridir bugünkü Fenerbahçe! Ali Koç sadece cinayeti üstlenmek zorunda kalmış bir kader mahkumudur. Şike Kumpası sürecinin en büyük kazığıdır Fenerbahçe’ye Aziz Yıldırım. Tam kurtulacaktık lakin Fetö kumpası yüzünden başkan olarak girdiği cezaevinden mecburen başkan olarak çıkardık.
4-3-3 veya 4-2-4 dahil niceleri sadece sahada dizilişi anlatan ve eğer elinizde bu düzeni cidden etkileyecek oyuncular yoksa hiç bir işe yaramayan iddialardan ibarettir. Örnekleyecek olursak illa Barcelona gibi 4-3-3 oynayacağız ve kazanacağız diyorsanız göbeğin eccük gerisine Busqets gibi bir adamı koymazsanız ne Messi kurtarır sizi ne Suarez! Tamam 75 milyon euro verip alalım Busqets’i dediğiniz bu seferde sırf bu futbolcu ve dizilişe uygun takım kurmanız gerekir. Yani geçelim bu işleri... Zaten Avrupa’da böyle yorum falanda görmezsiniz.
Futbol çok basit iki mantığın biribirini takibidir. Birincisi topu kalenden uzak tut, ikincisi ise topu diğer kalenin içine at. Bu iki mantığa dayalı taktiksel süreci yöneten unsur orta saha olup destekleyen unsur ise kanatlardır. Rakip takımın oyun kurgusu kadar iki unsuru (orta saha ve kanatlar) kullanma biçimine göre taktikler değişir. Karşı taraf tamamen kapanmış –dün akşam Antalya örneğinde olduğu gibi– senin elinde de sırık gibi forvet (Slimani) varsa yaparsın ortacıkları, yanına da bir tane bitirici (Soldado) koyarsın –Ki zaten bu ikisi kale önünde Elif – Benzia ikilisinden daha çok işe yarar– atarsın puanları cebe dönersin evine.
Ayrıca bu ikili (Slimani–Soldado) rakibin savunma refleksini daha fazla önemsemesine sebep olacağı gibi duvar pasları gibi savunma kilitlerinin anahtarı olacak aksiyonları doğuracaktır. Lig başından beri Elif’in kaçırdığı gollere bakın ne demek istediğimi daha iyi anlayacaksınız! Eğer onu gizli/sahte 9 numara olarak konumlandırıyorlarsa hem çocuğa hem takıma yazık.
Ayrıca bir dönem ki Brezilyalı bolluğu gibi Kuzey Afrikalıları doldurmak nedir. Bir takımda aynı kültürden 4 futbolcu almak cahillikten ötesidir. Jailson’un dönşü ile bazı şeyler değişecektir diye umuyoruz. Son olarak Ersun Yanal’a söylemek istediğimiz şudur; “Hep denedik, hep yenildik. Olsun. Yine deneyeceğiz, yine yenileceğiz. Lakin bu sefer daha iyi yenileceğiz.”*
Rıdvan Dilmen başta olmak üzere ligden düşme travması üzerinden psikolojik baskı uygulamak isteyenlere de cevabımız nettir; “Fenerbahçe ligden düşmez, düşse de değerinden birşey kaybetmez.”
* Samuel Beckett’in meşhur dizelerini birazcık değiştirdim, bilginize.