Yıl 1995, bir odak Meral Akşener’i adeta paraşütle siyasete indirir, hem de çok kritik bir noktaya…

*

Akşener ilk önce DYP İl Kadın Kolları Başkanı olur. Kendisini partiye davet eden Çiller gibi onu da sihirli bir el çok kısa süre içinde yükseltir.

*

3 Kasım 1996 tarihinde Türkiye’yi sarsan “Susurluk kazası" sonrası, Akşener’in Mehmet Ağar’ın yerine İçişleri Bakanı olması için Fethullah Gülen devreye girer ve onu bakan yapar.

*

Akşener –Aydın Doğan yapılanması 1995’ten sonra hızlanır. Gerçi rivayete göre Akşener-Hürriyet ilişkisini Simaviler’e kadar götürenlerde var.

*

28 Şubat’a giden yolda önemli bir safha olan Susurluk kumpasının kurulması ve Ağar’ın görevden alınmasında FETÖ çok etkin rol oynar.

*

Akşener ile o dönem FETÖ’nün emniyet imamı olan Kemalettin Özdemir arasındaki bağ bu dönemde iyice güçlenir, artar.

*

FETÖ devletteki en büyük ve en güçlü yapılanmasını Meral Akşener’in içişleri bakanlığı döneminde yapar ve devlete tamamen sızar.

*

Bu dönemde -yani Meral Akşener’in bakanlığı döneminde- emniyet özellikle de istihbarat dairesi tamamen FETÖ’nün eline geçer.

*

FETÖ’nün tam da bu dönem Akşener’in yanına o dönem komiser olan malum kişiyi koyduğu ve onun üzerinden Akşener’i yönlendirdiği söylenir.

Malum kişi Akşener’e 15 Temmuz işgal girişimini, tarihi, parolası ve en ince ayrıntısıyla haber verir.

*

Akşener YURTTA SULH tabirini boşuna kullanmaz.

Arif olan anlar.

Gelelim bugüne…

Daha 15 Temmuz süreci öncesinde seferberlik başlamış, Doğan medyası Meral Ablayı Türk Milliyetçisi, ülkücü, eş, babaanne, kadın diyerek paralellerin arka kapıdan yaptıkları orkestrasyonlarla amazon kızları gibi süsleyip püsleyip birinci sayfalarına taşımaya başlamıştı.

Üst aklın kucağına oturduğu için hepsinden daha akıllı ve esnek olan paraleller, elde olan bu kompozisyondan parti kurarak en azından CHP’den bıkan Türk solunu “Türkiye Partisi olma“yalanları ile kafalayan İYİ PARTİ ‘yi kurdu.

Rivayete göre; 1970’li yıllarda Avrupa’da eğitim alıp yetiştirilerek, Türkiye’ye gönderilen ve bürokrat olarak SSK’ya yerleştirilen, 2002’de CHP’nin içerisine monte edilen Kemal Kılıçdaroğlu zamanlaması oldukça manidar olan düzmece belgeleri, Zarrab davası ile ilgili eş zamanlı olarak piyasa çıkarmasındaki tek amaç yerini sağlamlaştırmaktı.

Sahte belgelerle gündem olarak kendi tabanın tepkisini azamiye indirip yerini güçlendirmekti, kısmen de olsa başarılı oldu.

Fakat Meral Abla üzerinden kurgulanan proje 2019 seçimleri için tam gaz parlatılmaya devam ediyor.

Son zamanlarda dikkat edin; FETÖ’nün dışarıdan ve içeriden işbirlikçileri Meral Akşener’i ön plana çıkarıyor.

Birdenbire dünyayı şekillendirecek sözde liderler listesine Meral abla giriyor.

Ak Parti’yi zayıflatması öngörüsü ile tasarlanan Meral Abla, bu filmin sonunda KILIÇDAROĞLU’nu tarihe gömecek, Aydın Doğan’ın akıbeti ise Meral Abla’ya bağlı gibi görünüyor.

Anlamayanlar var hala…

NATO ve NATO’nun sahibi ile yaşanan gerginlikten hemen önce kurulan İYİ PARTİ’nin programında garip şekilde “NATO’ya Bağlılık “ ifadesi yer alan, adeta ABD’ye “Ak Parti’yi bitirin, Erdoğan’ı indirin, biz size hizmet ederiz.” dercesine pr çalışması yapılan Meral Abla!

Üst akıl tarafından fişi çekilen Kılıçdaroğlu’nun kullanım süresi doldu, üst akıl kendisine yüklenen kadim tampon misyonu ile Meral abla’yı güncelleyerek ekselans Kemal’den Matmazel Meral’e evriliyor.

Ülkücü de olabilirim, ülküsüz de.

Nabza göre şerbet verebilirim.

Yeri geldi mi Kemalist,

Duruma göre milliyetçi,

Gerektiğinde muhafazakâr,

Azıcık demokrat,

Biraz liberal, ucundan devrimci,

Minnacık sosyalist, çok Amerikancı,

Kocam MAOCU VE DEV-SOLCU, OĞLUM GEZİCİ, BENDE GEZİYİ DESTEKLEDİM SAYGIM SONSUZ.

FETÖ’cüyüm, Maocuyum, geziciyim, NATO’cuyum, ben milliyetçiyim.

Yersen MERAL ABLA.