FETÖ Amerika’nın Türkiye’de kurduğu gladyodur
Suriye’deki iç savaşın başladığı günden bu yana değerlendirmeleriyle dikkat çeken Vatan Partisi Genel Başkanı Doğu Perinçek AVAZTÜRK Yazarı Nuray Başaran’ın sorularını yanıtladı.
Suriye iç savaşını fırsat bilen küresel emperyalizm ve ABD’nin bu kargaşayı, Türkiye’nin egemenliği ve toprak bütünlüğünü tehdit eden oluşumları tesis etme planını devreye sokması ile birlikte kendini bu savaşın içinde bulan Türkiye’nin izlediği politikalar ve Ortadoğu’daki satrancın ana aktörlerinin konumu hakkında değerlendirmelerde bulunan Perinçek, Afrin Operasyonundan FETÖ ile mücadeleye, MİT tırlarından hükümetin korkularına kadar ilginç sözler söyledi. Perinçek, olası bir erken seçimin Erdoğan’ın gitmesi için yapılacağını söyledi.
İşte Nuray Başaran’ın Doğu Perinçek ile yaptığı röportaj:
NURAY BAŞARAN: Afrin denince en kritik ülke Rusya ve bölgede Rusya’nın nasıl hareket edeceği. Benimle olan randevunuz öncesinde Rusya Ankara Büyükeçiliği yetkilileri ile randevunuz vardı. Malum Genelkurmay Başkanı Hulusi Akar ve MİT Müsteşarı Hakan Fidan da neredeyse eş zamanlı olarak Rusya’daydı. Siz görüşmelerinizden nasıl bir izlenim edindiniz?
DOĞU PERİNÇEK: Gelen insanlar Rusya’nın görevlileri olduğu için daha çok bu süreç ile ilgili bizim tahlil ve görüşlerimizi sordular. Biz anlattık biz konuştuk. Burada da tabii Irak’ın kuzeyinde kurulan modeli uygulama çözüm açısından tek seçenek oluyor. Nedir güya Irak’ta Amerika referandum yaptırıyor. Ki burada yapılan bir referandum ile Barzani’ye İsrail ile birlikte bir Kürt Devleti kurduracaklardı. Bunu ne bozdu? Türkiye, İran, Irak, Rusya ve Suriye bozdu. Bu 5 ülke birleşince Irak ordusu girdi ve silahı atıp kaçtılar. Biz şimdi tek çözüm bu. Burada da aynı modeli uyguladığımız zaman Amerika’nın piyonları PKK-PYD-YPG silahı atıp kaçacak. Ama burada çok kritik duruma geldik. Suriye Bakan Yardımcısı Faysal Mikdat bir açıklama yaptı. ‘Türk savaş uçakları Suriye sahasına girerse onları düşürürüz’ dedi. Bizim Beştepe’den de şöyle bir cevap geldi, ‘Biz de önlem alırız’ diye. Şimdi öyle bir noktaya geldik ki, bizim Vatan Partisi olarak, ‘Suriye ile işbirliği yapalım. Burada anahtar Suriye ile işbirliği yapmaktır. Suriye ile işbirliği yapmadan kesin başarı, azami başarı, en az kayıpla başarı olmaz. Bu işbirliği iki ülkenin kazanımıyla sonuçlanacak bir süreç bu. Nedir? Suriye’nin ve Türkiye’nin toprak bütünlüğü. Burada inat yapmak, kapris yapmak, bir takım kişisel saplantılar filan, bunların geçerli olmayacağı bir süreci yaşıyoruz. Bu Türkiye’nin kaderi ile oynamaya kimsenin hakkı yok.
Bakın şimdi nereye geldik? Moskova’nın karşısında Türkiye’yi başı eğik duruma düşüren bir noktaya geldik. Genelkurmay başkanı gidiyor, MİT Müsteşarı gidiyor, Suriye de diyor ki, ‘Senin uçağını düşürürüm’ diyor. Bu durumda o Genelkurmay Başkanı ve o MİT Müsteşarı Rusya’nın karşısında hangi konumdalar? Bu şartları konuşurken, ‘tehdit edilen bir Genelkurmay Başkanı ve MİT Müsteşarı olarak’ Rusya’nın karşısına oturuyorsun. Uçakları düşürülmekle tehdit edilen bir Genelkurmay Başkanı ve MİT Müsteşarı olarak ne diyeceksin? Abi ne olur bana, uçaklarıma hava alanını aç, ne olur? Onu mu diyeceksin? Yanlış politika bakın Türkiye’yi hangi duruma düşürüyor. Halbuki Suriye ile hiç bir şey vermiyorsun. Kazanıyorsun. Mehmetçiğin daha fazla fedakarlık yapmasını önlüyorsun. Suriye ile işbirliği kaçınılmazdır. Bu Suriye toprağı. Suriye toprağındaki terörü temizliyorsun. Ve Amerika seni tehdit ediyor. Burada sen birinci olarak Moskova’ya filan koşmayacaksın. Şam’a koşacaksın. Onlarla gidip anlaşmanı yapmış olmalıydın. Bu meydan okumalardan önce , ‘Bir gece ansızın gelirim, gelirim ‘ konuşmalarından önce bu konuşmaların arkasının dolu olması için bir devlet yöneticisinin yapacağı iş nedir? Suriye ile anlaşmaktır. Suriye ile anlaşmadığın sürece herkes, ‘Bu Tayyip Erdoğan ne yapacak? Neye güvenerek bu meydan okumaları yapıyor? Hem Amerika’yı, hem Suriye’yi karşısına alıyor. Hem Amerika’ya hem Suriye’ye karşı savaşabilir misiniz? Hangi asker hem Amerika hem Suriye’ye karşı savaşır? Bırakın askeri 7 yaşındaki gidelim bir ilkokula birinci sınıfa. Çocukları toplayalım, tahtaya yazalım, ‘Hem Amerika’ya hem Rusya’ya karşı savaşabilir misiniz? Alın size problem. Tek bir çocuk ilkokul 1’de her ikisine karşı savaşırım demeyecek. Onun için gelinen şimdi kritik nokta budur. Biz de bu kritik noktada Rusya’yı Türkiye’ye kazanmaya yönelik, fikirlerimizi, görüşlerimizi, menfaatleri açısından, bakın burada sizin menfaatleriniz, burada terör temizlenecek. Bu Rusya’nın menfaatine. Tabii onlar da ne düşünüyor? Tamam güzel orada terör örgütlerini temizliyoruz. Orada Amerika’ya karşı çıkarlarımız var gelin buna uygun tavır alın. Herkesin güvenini kaybederek Türkiye Amerika ile savaşamaz ki?
NURAY BAŞARAN: Kişisel saplantılar var dediniz Erdoğan için. Bunu açabilir misiniz?
HEM AMERİKA, HEM SURİYE İLE SAVAŞAMAZSINIZ?
DOĞU PERİNÇEK: PKK-PYD-YPG’yi bitirmek için Suriye ile işbirliği tek çaredir. ‘Senin uçağını düşürürüm’ dediği zaman tek çaredir. ‘Hadi ben de senin uçağını düşürürüm’ dediğin zaman e olacak? Bu durumda Amerika ile savaşamazsınız. PKK’yı temizleyemezsiniz. Bir yandan Amerika’yı hedef alıyorsunuz, bir yandan Suriye’yi hedef alıyorsunuz. Nasıl olacak? Onun için tek çareydi. Şimdi bunları göremeyen tartamayan bir iktidar ile karşı karşıyayız. O zaman ne düşünürsünüz? Bunu göremeyecek kadar bir yönetici görüş bozukluğuna sahip olamaz. Geriye tek düşünce kalıyor, kişisel saplantılar.
NURAY BAŞARAN: Mesela?
DOĞU PERİNÇEK: Ben kişisel bozuklukları inceleyecek konumda değilim. Akılla izah edemediğim devlet aklı ile izah edemediğim bir durum olduğu zaman bir tek şey kalıyor; Beşar Esat düşmanlığı. Kişisel saplantıdan kastım Beşar Esat düşmanlığı. Bir devlet adamının kişisel düşmanları olmaz. Türkiye’nin bağımsızlığı ve çıkarları temelinde düşmanlıklar kurmak zorunda. Beşar Esat düşmanlığına saplanıp kalarak Türkiye yönetilmez.
NURAY BAŞARAN: Suriye ile sıkıntı aşılabilir mi? Ümidiniz var mı?
DOĞU PERİNÇEK: Bir anda aşılır. Suriye ile işbirliği yapacağız denir. Olur biter.
NURAY BAŞARAN: Söylediklerinizden şunu anlıyorum. Acaba Erdoğan ‘devlet aklı’nı kullanmıyor mu?
DOĞU PERİNÇEK: Öyle anlaşılıyor. Devlet aklı olmadığı gözüküyor.
NURAY BAŞARAN: Olmadığı mı gözüküyor? Yoksa kullanmadığı mı?
ERDOĞAN’IN DEVLET AKLI YOK, SAVAŞ AKILLA YÖNETİLİR
DOĞU PERİNÇEK: Akıl olsa kullanılır. Fransızlar’ın ‘raison d’etat’ dediği akıl, sükutun içinde ya da cepte tutulacak bir şey değil. Savaş akılla yürütülür. Savaş gibi dünyada en çok akla ihtiyaç duyulacak eyleme giriyorsunuz. Bu ekonomik kararlardan da tarım politikasından da tüm kararlardan da önemli. Sanayii politikasında, tarım politikasında hatta dış politikada yanlış yaparsan düzeltirsin. Hatta Rusya’ya İran’a bağırırsın çağırırsın. Hatayı bir şekilde düzeltirsin. Düzelir. Ama savaşta hata düzeltilmez. Onun için savaş en çok aklı gerektiren eylemdir.
NURAY BAŞARAN: Görünen o ki bölgede taraflar var? ABD, İsrail, Suudi Arabistan diğer tarafta Rusya, Suriye, İran, Irak, İngiltere, Birleşik Krallık bağlantılı Çin?
DOĞU PERİNÇEK: Evet ABD, İsrail, Barzani Suudi Arabistan bir tarafta. Diğer tarafta Rusya, Suriye, İran, Irak. İngiltere de terk etti Amerika’yı. Almanya, Fransa, İngiltere diyelim. Öncelikle Almanya Fransa, İngiltere diyelim. Merkezdeki ülkeler diyelim. Yoksa Katar, Hindistan’a kadar uzanan Orta Asya Türk Cumhuriyetleri dahil muntazam bir ittifak potansiyeli var.
NURAY BAŞARAN: Görünen o ki bölge sıkıntılı. 3. Dünya savaşı senaryoları yazılıyor. AK Parti ve Tayyip Erdoğan tarafını seçmekte mi zorlanıyor? Yoksa size göre yanlış taraftalar mı?
DOĞU PERİNÇEK: Aslında Türkiye tarafını seçti. Astana Süreci ve Fırat Kalkanı harekatıyla seçeceğiniz bir tek taraf var. İkinci bir taraf yok. Hangi taraf? Amerika’yı taraf alarak PKK’yla mücadele edilmez. PKK ve FETÖ ile mücadele edeceğinize göre bir tane taraf seçebilirsiniz. O da İran, Irak, Suriye, Rusya. O tarafı seçmek zorundasınız. Yani PKK’ya ve Fetullah Terör Örgütüne karşı mücadeleyi hedefinize koyduğunuz zaman, PKK ve FETÖ’yü destekleyen Amerika’yı taraf olarak seçemezsiniz. Tek seçim kaldı. O zaman ne oluyor? Seçeceğiniz taraf Suriye, Irak, İran, Rusya.
“ABDULLAH GÜL, AHMET DAVUTOĞLU, ALİ BABACAN GİBİ AKP’NİN ÖNEMLİ YÖNETİCİLERİ FEYTULLAH CEMAATİ İLE İRTİBAT HALİNDE”
NURAY BAŞARAN: FETÖ deyince, siz FETÖ ile gerçekten mücadele edilebildiğini düşünüyor musunuz? Son zamanlarda davaların sulandırıldığı, mor beyin gerekçesi ile bazı kimselerin serbest bırakıldığı iddia ediliyor. Kriptoların hala daha kurumlarda kendisini gizlediği belirtiliyor. Hatta devletin kılcallarından FETÖ’nün bir sivil irade ile temizlenemeyebileceği iddiasında olanlar var. Siz bu konularda ne düşünüyorsunuz?
DOĞU PERİNÇEK: FETÖ ile mücadelede ciddi olunduğunu görüyorum. Neden? Sayılar ve rakamlar var ortada. Ordudan 30 bin general, subay, astsubay, askeri personel, askeri öğrenci atılmış. 30 bin bu da az değil. Yargıdan 4 bin FETÖ bağlantısı nedeniyle, polisten 14 bin polis FETÖ bağlantısı nedeniyle tasfiye edilmiş. Toplam hapishanelerde FETÖ bağlantısı nedeniyle 50 bin insan var. Devletin içinden 105 bin kişi, ki hükümetin verdiği rakamlarla konuşuyorum, 105 bin kişi FETÖ bağlantısı nedeniyle tasfiye edilmiş. Bu rakamlara baktığımız zaman çok kapsamlı bir mücadele yürütüldüğü ortada. Ama bu mücadelede iyi strateji kurulamadığı görülüyor.
NURAY BAŞARAN: Mesela siyasi ayak çok konuşuluyor?
DOĞU PERİNÇEK: Vatan Partisi bunun için üç strateji söyledi. Birinci olarak merkezlere yönelerek bu işin çok yayılmaması gerektiğini söylemiştir. İki davalar çok hızla bitirilmeli. Üç, propagandasıyla devletin araçları ve devlet gücüyle bu mücadele yürütülmeli. Buralarda zaaflar olduğu ortaya çıktı. Operasyonlar yayılıyor. Bir kısmını hapishanelerle yürütmeye gerek yok. Devletin dönüştürme gibi de mekanizmaları var. Vatan Partisi iktidarda olsa, bir kısmını alır dönüştürür. Bu yöntemler kullanılmıyor. Yalız polis, hapishane, yargı kullanılıyor. Bu tür yanlışlar var. Bir de çok yayıldı. Hatalar yapılıyor. Davalar uzuyor. Uzamaması lazım.
NURAY BAŞARAN: Siyasi ayak?
“FETÖ İLE MÜCADELENİN SİYASİ AYAĞINDA AKP YÖNETİMİ, MECLİS ÇOĞUNLUĞUNU KAYBETME VE HÜKÜMET BUNALIMI GİBİ TEHLİKE İLE KARŞI KARŞIYA”
DOĞU PERİNÇEK: FETÖ ile koalisyon vardı. Ki o koalisyon Ergenekon, Balyoz davalarında bizleri hapse attı. Türk ordusunun değerli komutanlarını hapse attı. Türkiye’yi bölmek için ordunun ve Vatan Partisi’nin etkisiz hale getirilmesi gerekiyordu. AKP-FETÖ koalisyonu 2013’e kadar bu şekilde geldi. Ama bizlerin mücadelesi sonucunda Türkiye onu taşımazdı. O koalisyon bozuldu. Bu koalisyonun artıkları ve tortuları var. Ama biz geçmişle yaşamıyoruz. Bugün önümüze bakıyoruz. Önümüze baktığımız zaman da biz Vatan Partisi olarak FETÖ ve PKK ile mücadelenin merkezindeyiz. Burada AKP iktidarının yaptığı her şey yerindedir. Ben muhalefet yapacağım diye düşman tarafa karşı tarafa geçmiyorum ama AKP bunu planlı ve düzgün yapamıyor. Bu noktada biz AKP iktidarıyla farklıyız ve rakibiz. AKP içindeki siyasi ayağa gelince. AKP içindeki FETÖ’nün belediyeler ve iller noktasında yürütüldüğünü görüyoruz ama iş Meclise, bakanlar kuruluna filan geldiği zaman orada tabii şöyle bir tehlike ile karşı karşıta AKP yönetimi. Mecliste çoğunluğu kaybetme hükümet bunalımının ortaya çıkması gibi tehditler ile karşı karşıya olduğunu görüyor. Ayrıca şunu da görüyor. Abdullah Gül, Ahmet Davutoğlu, Ali Babacan gibi AKP’nin önemli yöneticileri Fetullah Cemaati ile irtibat halinde. Bunlar CHP ile beraberler. İYİ Parti ile beraberler. Böyle bir blok da oluştu. Bu da tabii Tayyip Erdoğan’ın adım atmaları konusunda engel oluşturuyor.
NURAY BAŞARAN: Peki bu önemli bir engelse ve aşılamazsa ne olur?
DOĞU PERİNÇEK: Niye önemli bir engel olsun? Bu Türkiye’nin önemli bir ihtiyacıysa? Üzerine yürünür ve aşılır. Hatta bence o kadar kenarlara yaymak yerine merkezleri hallettiğinizde o kenarlar da değiştirilir ve evrilir.
NURAY BAŞARAN: Peki Erdoğan bu bloktan korkuyor mu?
DOĞU PERİNÇEK: Ben dünyada hiçbir örnek görmedim ki korkuyla bir yere varılsın. Hiçbir sorun korkuyla çözülmez. Hangi sorun korkuyla çözülür.
NURAY BAŞARAN: Diyorsunuz ki; siyasi ayakta FETÖ temizliğinde AK Parti’nin hükümetten düşme tehlikesi var. Siz ne öneriyorsunuz bu konuda?
“BEN TAYYİP ERDOĞAN HÜKÜMETİNİN BEKÇİSİ DEĞİLİM”
DOĞU PERİNÇEK: Ben Tayyip Erdoğan hükümetinin bekçisi değilim. Ben Türkiye’yi düşünüyorum. Ama Türkiye’nin menfaati açısından ne yapmaları gerekir? FETÖ Örgütünün tepesi, merkezleri temizlenmesi gerekir. Burada mücadelenin yalnız polis eliyle, savcı, yargı ve hapishane eliyle yürütmek yetmez. Aynı zamanda Cumhuriyetin temellerinin canlandırıldığı bir toplum gerekir. Mustafa Kemal Atatürk ne diyor? Türkiye, şeyhler, müridler, mensuplar ülkesi olamaz. Mensup ne? Cemaat mensubu. Bir FETÖ terör örgütü var. Bir de cemaat yapılanması var. Kendisi suç olmasa bile, Ortaçağ’dan kalan bağımlılıkları yaşatıyor. Şeyhin ayağını öpüyorsun, şeyhe haraç veriyorsun, başka tür hizmetler yapıyorsun, özgür vatandaş olamıyorsun, mürit için bağımlısın. Ee böyle özgür demokratik bir toplum yaratılmaz. Yani biz demokrasi özgürlüğü sandık olarak koyuyoruz. Sandığa gelen adam şeyhin işaretine göre sandığa oy atıyorsa, bu nasıl demokrasi oluyor? Onun için FETÖ ile mücadele bir Cumhuriyet kurma ve Cumhuriyet modelini aşılama, yerleştirme mücadelesinin de birlikte yürütülmesi gerekir. Tayyip Erdoğan’larda bu yok.
NURAY BAŞARAN: Yalnız kaldığını ve bu konuda tek başına mücadele ettiğini söyleyen Tayyip Erdoğan FETÖ mücadelesini tam olarak yapamazsa vatan Partisi’nin tutumu ne olur?
“TÜRKİYE’DE ÇOK ÖNEMLİ BİR CUMHURİYET BİRİKİMİ VAR”
DOĞU PERİNÇEK: Erdoğan’ın yalnız kaldığını söylemesi endişe edilecek bir durum. Niçin yalnız kalsın? Şu anda kendi partisi üzerinde çok güçlü bir otoritesi var. Çok etkili. Bu otoritesini, bu etkisini kullanması lazım. Liderlik budur. Lider ne demek? Lider kalabalıkların peşinden gitmez. Eğer Türkiye’nin faydası PKK’yı ve FETÖ’yü temizlemekse partisine de bunu benimsetmesi gerekir. Kaldı ki Türkiye’de çok önemli bir Cumhuriyet birikimi var. Çok önemli bir vatanseverlik birikimi var. Bu birikimlere dayanarak ve Türkiye’nin devlet gelenekleri var. O birikim ve geleneklerle kavgalı hale gelmemek lazım. Onlarla kavga ederseniz yalnız kalırsınız. Mesela şimdi Atatürk’ü keşfetmeleri olumlu bir durum. Atatürk ile savaşırsanız yalnız kalırsınız. Eğer Türkiye’de ilkokulları, ortaokulları tasfiye eder İmam Hatip yaparsanız yalnız kalırsınız. Muhafazakar, dindar aileler bile çocuklarını imam hatip okullarına göndermek istemiyorlar. İmam Hatip okulları, bir meslek okuludur. Biz bir hesap yaptık 12 tane imam hatip okulu şu anda yetiyor. Eğer imam yetiştirecekse İlahiyat fakültesine. İmam yetiştirilecekse 12 tane imam hatip mezunuyla 12 okul yetiyor. Siz bütün eğitim sistemini İmam Hatip okuluna çevirirseniz Cumhuriyetin kültürüne ve Cumhuriyetin birikimiyle karşı karşıya gelirsiniz ve o zaman yalnız kalırsınız. O zaman aynı zamanda FETÖ darbesi olduğu zaman Atatürk resmini asmak zorunda kalırsınız. Niye son anda asıyorsunuz? Atatürk’e son anda sığınmak yerine ne yapmak gerekirdi? O devrimci çağdaş Türkiye’nin birikimini yaşatmak, korumak gerekiyor.
NURAY BAŞARAN: 15 Temmuz darbesini daha önce AK Parti’ye haber verdiğiniz söylediniz. Acaba gerekli tedbirler alınarak bu kalkışma önlenebilir miydi? 248 şehidimiz 2196 gazimiz olmayabilir miydi?
“KONTROLLÜ DARBE FİKRİ SAÇMANIN ÖTESİNDE”
DOĞU PERİNÇEK: Nasıl önlem alacaksınız? Bir suikast olsa veya da bir canlı bomba ihbarı olsa önlemi alırsın, oraya beş tane polis yollarsın. Kıskıvrak yakalar ve olayı önlersiniz. Ama biz Türk ordusu gibi bir silahlı gücün içinden silahlı bir operasyon gelecek dersek sizin de o askeri gücü etkisiz hale getirecek silahlı bir gücünüzün olması gerekir. O zaman nasıl önlem alacaksınız? Bunu düşünmek lazım. Özellikle CHP, ‘bu kontrollü bir darbeydi, bunu da Tayyip Erdoğan yaptı. Darbeyi aynı zamanda Tayyip Erdoğan önledi’ diyor. Bunlar tabi saçmanın ötesinde fikirler. Ama Tayyip Erdoğan’ların durumunu düşünmek lazım. Biz daha Temmuz’un 1’inde Türkiye’de Amerika destekli bir darbe geliyor diye bildiri dağıttık. Ve darbenin olduğu gün bizim Genel Başkan Yardımcımız Atilla Uğur, Yeni Şafak Gazetesi’nde o gün söyleşisi vardı. Onlara da benim ricam üzerine söyledi.
NURAY BAŞARAN: O nedenle soruyorum. Ciddiye mi alınmadınız?
DOĞU PERİNÇEK: Aleksander Dugin gelmişti o gün. O da söyledi. Ben de kendisine, ‘O zaman Tayyip Erdoğan’ın danışmanları ile görüşüyorsun, onlara da söyle’ dedim. Söyledi. Ama bu darbe haberini aldıkları zaman ne yapacaklar? Askeri güç gerekir, darbeyi etkisiz hale getirecek güç olmazsa ne yapacaksınız? Türk ordusunun Cumhuriyet birikimi sayesinde o darbe bastırıldı. Halk da onunla birlikte hareket etti.
NURAY BAŞARAN: Bugünlerde yine o tip ihtimallerden söz ediliyor. Siz böyle bir ihtimal görüyor musunuz?
DOĞU PERİNÇEK: Ben böyle bir ihtimal görmüyorum. Ama siz Suriye ile işbirliği yapmaz, Türk uçağını oraya gönderir Suriye onu düşürür, hem Rusya, hem Suriye hem de Amerika ile kavgalı olarak oraya girerseniz her türlü iç tehdit ile de karşı karşıya kalırsınız.
NURAY BAŞARAN: Sonuçları itibarıyla mı?
DOĞU PERİNÇEK: Bakın darbe olur demiyorum. Türkiye böyle yönetilmez. Hiçbir bedeli olmayan bir seçenek varken. Suriye bize işbirliği yapalım dediğimizde, ‘bana şunu ver bunu ver’ demiyor. Ülkesini terörden temizlemek istiyorsunuz. O zaten bunu istiyor. Bir tek ona, ‘beni davet et deseniz’, davet etmeye de hazır. Veya, ‘arkadaş ben sana bildiriyorum. Böyle bir operasyona başlıyorum. Bu ikimizin de menfaatine’ deyip olurunu alsanız. Ona da razı. Ama bunun ötesinde, ‘gel arkadaş senin de benim de askeri gücüm var. Birlikte yapalım’ deseniz ona da razı.
“AK PARTİ’NİN YÜZDE 95’İ SURİYE İLE İŞBİRLİĞİ ŞART DİYOR”
NURAY BAŞARAN: Niye böyle yapılmıyor peki sizce?
DOĞU PERİNÇEK: Az önce dedim, bunun akıl alacak tarafı yok. Devlet aklı ile bunun açıklanacak bir tarafı yok. Devlet aklına da gerek yok, ilkokul talebelerini toplayın onlar da bunu bilir. Bunun akılla izahı yok. AKP’liler de benim gibi düşünüyor. Bugün AKP’ye sorun yüzde 95’i Suriye ile işbirliği şart diyor.
NURAY BAŞARAN: Sorun ne peki?
DOĞU PERİNÇEK: İşte onu Türkiye’nin önüne koymamız lazım. Hiçbir cevap kalmıyor. TSK da Suriye ile işbirliği istiyor.
NURAY BAŞARAN: İstemeyen kim?
DOĞU PERİNÇEK: Burada bir tek Tayyip Erdoğan kalıyor. Bir de Amerika var. Ama ben burada Tayyip Erdoğan Amerika ile işbirliği yapıyor diyemiyorum, çünkü bir yandan da ona meydan okuyor.
“DEVLET ADAMLIĞINDA ÖYLE ONA BUNA DÜŞMANLIK OLMAZ”
NURAY BAŞARAN: Peki neden ne olabilir?
DOĞU PERİNÇEK: Onun için kişisel saplantılar diyorum. Kişisel kibirler, kişisel kinle, Beşar Esat düşmanlığı falan. Halbuki Türkiye’ni menfaatini savunacaksın. Böyle devlet adamlığında ona düşmanlık, buna düşmanlık, böyle bir şey olmaz ki? Atatürk öyle miydi mesela? Venezioles’i Yunanistan Başbakanını Atatürk savaştan sonra ne yaptı mesela? Dostluklar, şunlar bunlar… İngiltere bizim düşmanımızdı. Kral Edward 1926’da Türkiye’ye geldi. Atatürk öyle miydi?
NURAY BAŞARAN: Tüm bunlara rağmen AK Parti ve Tayyip Erdoğan ile bir çok noktada fikirleriniz örtüşüyor. Hatta sizin için gizli hükümet ortağı bile deniyor bazı çevrelerde. Buna itiraz da ediyorsunuz. Peki AK Parti ile hangi noktalarda ortak, hangi noktalarda farklı düşünüyorsunuz?
“FETÖ AMERİKA’NIN TÜRKİYE’DE KURDUĞU GLADYODUR”
DOĞU PERİNÇEK: Biz kendi Vatan Partisi program ve siyasetlerini gerçekleştiriyoruz. Yani biz yıllarca 1970 yılından bu yana Fetullah Gülen ile mücadele ediyoruz. Onun adını koymuşuz biz. Yani Tayyip Erdoğanlar Fetullah Gülen ile birlikte olduğu ve ona hoca efendi dedikleri, elini öptükleri, beraber Türkiye’yi yönettikleri dönemlerde biz ne dedik? Bu terör örgütüdür dedik. Siz ne yapıyorsunuz dedik. ‘Bu Amerika’nın Türkiye içinde kurduğu gladyodur’ dedik. Efendim dediler ki, ‘Nasıl terör örgütü olur, silahları yok’ dediler. Hatta, ‘Yargıtay kararları var’ dediler. Bizde dedik ki , ‘Onun silahları Türk ordusunun içinde’ dedik. ‘Türk polisinin depolarında’ dedik. Çıkmadı mı o silahlar? Tank bile yürüttüler. Tayyip Erdoğan şimdi bizim programımıza geldi. Bu bizim için büyük bir başarı. Biz PKK ve Kürt açılımı yapıldığı zaman da dedik ki, ‘bunlarla açılım maçılım olmaz. Bu Amerika’nın silahlandırdığı terör örgütüdür bu. Bunlar ancak devletin yaptırım gücüyle tasfiye edilir. Birince nokta bu. Kürt vatandaşlarımızı kazanacağız. Ama devlet yaptırım gücünü kullanacak. PKK’yı etkisiz hale getirecek. Bunu yapmadığı zaman komşular ile barış olmaz dedik. Burada da Tayyip Erdoğanlar bizim dediğimiz noktaya geldiler. Biz Rusya dostuyuz. İran dostuyuz. Irak, Suriye dostuyuz. Çünkü Türkiye’nin ihtiyaçları bunu gerektiriyor. Buraya biz getirdik. Onun için yan yana geldiğimiz gibi bir şey yok. Burada biz CHP gibi FETÖ ve PKK’nın yanına mevzilenemeyiz.
NURAY BAŞARAN: Türkiye ABD çok uzun yıllardır müttefik. Türkiye ayrıca NATO ülkesi bir ülke ve TSK Türkiye’nin en büyük ordusu. Tüm bu anlattıklarınızdan sonra bu realiteler çerçevesinde ne öneriyorsunuz?
DOĞU PERİNÇEK: Eğer biz tutarlı olup FETÖ ve PKK’yı temizlersek Rusya, Suriye ve İran ile dostluğumuzu pekiştirirsek Çin, Hindistan ve Asya ile de sağlam bağlantılar kurarsak Amerika ile ilişkilerimiz düzelir. O zaman Amerika bizi sayacaktır. Amerika ile karşılıklı eşit, toprak bütünlüğüne saygılı diyalog kurabileceğiz. Amerika’ya biz şunu söylüyoruz, ‘Ey Amerika vatan bütünlüğüme dokunamazsın, Cumhuriyetime dokunamazsın. O zaman gel seninle karşılıklı çıkar temelinde konuşalım.
NURAY BAŞARAN: Yani NATO’’dan çıkmamız gerekmiyor?
DOĞU PERİNÇEK: NATO ayrı. Tartışacak hiç bir şey yok. Türkiye’nin toprak bütünlüğünü kim tehdit ediyor? NATO seni savunan bir örgüt değil ki. Türkiye hala bunu öğrenemedi mi?
NURAY BAŞARAN: Buradaki öneriniz ne, NATO’dan çıkmak mı?
“NATO DAĞILIYOR”
DOĞU PERİNÇEK: Tabii en doğrusu bu. NATO’dan çıkmak. Ama diyelim şu da değerlendirilebilir. Geçici olarak. NATO içinde kendi menfaatlerinizi savunan bir durumda da durulabilir bir süre. Ama o kafanın olması lazım. Siz NATO’nun içinde Amerika’nın ağzına bakan, emirlerini alan konumda olursanız NATO size karşı o gücü kullanır. NATO dağılıyor zaten. NATO içindeki bir çok ülke NATO’dan kopuyor. Almanya, Fransa, İngiltere. Demek ki bu ülkeleri şu anda Amerika ile bir arada tutma imkanı yok.
NURAY BAŞARAN: NATO’dan çıkmanın fiziki zorluklarını nasıl gidereceksiniz. Üsler ve üslerdeki bir çok silah?
DOĞU PERİNÇEK: Kuşkusuz zorlukları vardır. Amerika bizi tehdit ediyor. O silahları kime karşı kullanacağız? Amerika’ya karşı kullanamadığım silahı ne yapacağım?
NURAY BAŞARAN: Bugün tehdit ediyor ve o silahlar bizim topraklarımızda onların üslerinde ve kontrolünde. Nasıl karşı duracağız?
“FIRAT KALKANINDA AMERİKAN SİLAHLARI KULLANILMADI”
DOĞU PERİNÇEK: Şimdi bazı komutanlar da, ‘bize Amerika silah vermezse ne olacak’ diyor. Askerlikte birinci tehdit. Tehdidin nereden geldiğine bakmaktır. Tehdit nereden geliyor? Bakıyorsunuz tehdit güneyden Amerika’dan geliyor. Peki Amerika’ya karşı NATO’yu kullanabilir misiniz? Amerika size kendisine karşı kullanmanız için silah verir mi? Örneğin Fırat Kalkanında Amerikan silahları kullanılmadı. VE Amerika sana istediğin silahları vermiyor. Neden? Çünkü Amerika’nın piyonlarına karşı kullanacaksın.
NURAY BAŞARAN: Afrin Operasyonu Hatay’ı karıştırır mı?
DOĞU PERİNÇEK: Hayır. Hatay halkı vatanseverdir. Ama Suriye’nin kuzeyinde bir Kürt Devleti kurulursa. Kürt Devleti demek İsrail demektir. Bunu tespit edip söyleyen de biziz. İran’a da söyledik. Amerika’nın sözüm ona Kürdistan’ı kurulursa Türkiye’nin içine girmiş olur. Ve Kürdistan içinde Mardin, Urfa, Diyarbakır da var. O zaman ne olur? Türkiye topraklarını bir kısmı İsrail olur.
“BEN DERİN DEVLETİN DÜŞMANIYIM”
NURAY BAŞARAN: Vatan Partisi’nin oyu az ama etkinliği çok. Hatta sizin için ‘derin devlet’ diyen çevreler de var. Gerçi ben ‘derin devlet’ kavramına karşıyım. Bu konuda geçtiğimiz günlerde bir makale de yazdım. ‘Esas devlet’ ve ‘devlet aklı’ diye. Siz kendinizi nasıl tanımlıyorsunuz?
DOĞU PERİNÇEK: Hayatımın 14 senesi hapiste geçmiş bir insanım. Derin devletin hapishanelerde yatırdığı bir insan nasıl derin devlet olur? Türkiye’de bu sorunun sorulmaması gereken bir adam varsa o da benim. Türkiye’de bu soru bir tek adama sorulamaz o da Doğu Perinçek’tir. İkinci adamı siz bana söyleyin. Derin devletle bütün hayatı mücadele ile geçmiş 70 kuşağı ile 80, 2000 kuşağı ile.
“BEN DERİN DEVLETİN DÜŞMANIYIM”
NURAY BAŞARAN: Peki niye bu haksızlık hep size yapılıyor?
DOĞU PERİNÇEK: Ben derin devletin düşmanıyım. Amerika’nın düşmanıyım. 50 yıldır başı dik duran adamım. Haksızlık yapılmıyor mu? Psikolojik savaş yapılıyor. Niçin bu haksızlık Atatürk’e karşı yapılıyor? Atatürk’e karşı İngiliz Ajanı bilmem ne filan söyleniyor. Niçin dünyada öldükleri halde mezardan çıkarıp çıkarıp hala asıyorlar? Siz derin devlet denen ya da Amerika’nın karşısında dimdik durursanız ve sizi hala daha yıkamadıysa, tabii sizi yıpratmaya çalışacaktır.
NURAY BAŞARAN: Siz kimsiniz, kendinizi nasıl tanımlıyorsunuz?
“TAYYİP ERDOĞANLAR SURİYE İLE İŞBİRLİĞİ YAPMAZSA TÜRKİYE ONLARI SIRTINDA TAŞIMAZ”
DOĞU PERİNÇEK: Ben Vatan Partisi Genel Başkanıyım. Başka hiçbir tanımım yok. Ama bu ölünceye kadar olacak bir tanım değil. Şu an madem bir tanım istiyorsunuz: Türkiye’nin emekçi halkının bir fedaisiyim. Türk milletinin fedaisiyim.
NURAY BAŞARAN: Son yıllarda seçim tarihini hep Devlet Bahçeli belirliyor ama ben size de sormak istiyorum. Gerçi Afrin Operasyonu olursa hiç seçime gitmeme ihtimalinden de söz ediliyor ama, ben size sormak isterim erken seçim görüyor musunuz?
DOĞU PERİNÇEK: Türkiye çok çalkantılı bir döneme girdi. Olabilir. Çünkü çalkantılı dönemler devletin önüne çözümlerin geldiği, getirildiği dönemlerdir. Eğer Tayyip Erdoğanlar Suriye ile işbirliği yapmazlarsa, Türkiye herhalde o zaman sırtında o Tayyip Erdoğanları taşımaz. O zaman erken seçim olur mesela. Tayyip Erdoğan yarın çıksın ‘ben suçsuzum desin’ Suriye’ye meydan okusun. O zaman o Tayyip Erdoğan yıkılır. Tabii seçimle olur bu.
NURAY BAŞARAN: Peki bu seçim Cumhurbaşkanlığı seçimi mi olur?
DOĞU PERİNÇEK: Evet. Artık Çankaya’da oturan büyükelçileri ağırlayan Cumhurbaşkanı yok, olmayacak. Hükümeti kuran, bakanları atayan, hükümeti yöneten Türkiye’de her şeyin başında olan adam Cumhurbaşkanı. Sembolik değil. Başbakanlık ve Cumhurbaşkanlığı tek bir şahısta. Bir başkanlık sistemine geçilmiş oldu.
“PARLEMENTER SİSTEME DÖNÜLMESİ KAÇINILMAZ”
NURAY BAŞARAN: Başkanlık sisteminden geri dönmek üzere yeni seçimlere hazırlanan siyasilerimiz de var? Siz bu konuda ne düşünüyorsunuz?
DOĞU PERİNÇEK: Mecburen, gerçek ve kaçınılmaz olarak parlamenter sisteme dönecek Türkiye. Şu anda mecburen Anayasa değişti. Başkanlık sistemi olacak. Ben bu anayasayı tanımıyorum diyorsanız CHP gibi, o zaman bu seçime katılmayın. Vatan Partisi böyle tutarsızlık yapmaz. Anayasayı tanımıyorum derse Vatan Partisi, gerçekten tanımaz. Ben bu tarihten sonra çıkan kanunları Anayasayı tanımıyorum diyorsa CHP, Mecliste de oturmayacak. Şunu söylüyorum Türkiye’nin oturmuş geleneksel sistemi 1876 Birinci Meşrutiyetten beri adım adım oluşan bir parlamenter sistemdir. Sonuç itibarıyla Meclisin güçlü olduğu bir parlamenter sistem inşa etti Türkiye kendine. Bu Türkiye’nin bir yerden kopya etmediği kendi tecrübe ettiği bir sistem. Onun için oraya dönülmesi kaçınılmaz.
NURAY BAŞARAN: Cumhurbaşkanlığı seçiminde sizin adayınız kim? Devlet bahçeli adayının Tayyip Erdoğan olduğunu söyledi.
“VATAN PARTSİ’NİN ADAYI BELLİDİR, GENEL BAŞKANIDIR”
DOĞU PERİNÇEK: Yani o, AKP’nin içine de karıştı. AKP içindeki adaya da parmağını kaldırdı. Vatan Partisi’nin zamanı geldi. Tüm sorunlar bir bir bizimle çözülüyor.
Bu sebeple Vatan Partisi’nin Genel Başkanı aynı zamanda Cumhurbaşkanı adayıdır.
NURAY BAŞARAN: Cumhurbaşkanlığı olası seçimlerinde 50 artı 1’i birinci turda Erdoğan yakalayamadı ama Meclis aritmetiğinde çoğunluğu elde ettiğini düşünelim.
DOĞU PERİNÇEK: Nerden düşünüyorsunuz?
NURAY BAŞARAN: Mesela?
DOĞU PERİNÇEK: Suriye’ye meydan okuyan, Suriye’nin senin uçağını düşürürüm tehdidine maruz kalan bir insan seçimleri kazanabilecek mi? Ben de size bu soruyu soruyorum.
“TÜRKİYE TAYYİP ERDOĞAN’DAN KURTULMAK İÇİN ERKEN SEÇİM YAPACAK”
NURAY BAŞARAN: Şunu demek istiyorum. Birinci turda kazanamayan ama kinci tur öncesi Meclis çoğunluğunu alan parti seçmen üzerinde psikolojik üstünlük sağlayıp zaten ikinci turda kazanmayı garantilemez mi?
DOĞU PERİNÇEK: Türkiye’yi yönetemeyen birisi. Olası erken seçimde zaten Türkiye Tayyip Erdoğan’dan kurtulmak için erken seçim yapacak. Kurtulmak da yalnız yetmez. Tayyip Erdoğan’dan kurtulup da Türkiye, Atlantikçi, Amerika’nın projelerinde yer alan bir Cumhurbaşkanı seçmeyecek. Tayyip Erdoğan’ın alternatifi ve rakibi Vatan Partisi ve Doğu Perinçek’tir.
NURAY BAŞARAN: Abdullah Gül de bu durumda rakibiniz görünüyor. Saadet Partisi adaylarının Gül olabileceğini söyledi.
DOĞU PERİNÇEK: Kendilerine mübarek olsun. Onlar da bu arada tercihlerini Atlantik’ten yana koymuşlardır.
NURAY BAŞARAN: Velev ki, Cumhurbaşkanı oldunuz. Parlamenter sisteme dönmekten vazgeçer misiniz? Bu kadar güç? Nasıl döneceksiniz?
DOĞU PERİNÇEK: Bir tek yolu var. Onun için parlamentoda üçte bir çoğunluğu sağlayacaksınız. Anayasa değişikliği için. Parlamento içinde diğer güçlerle konuşup onları ikna ederek bunu yapmaya çalışacağız. Yeni seçime de gidilebilir. O güç bize geçerse bu konuda fikrimiz değişmez.
“BİR HÜKÜMET SİLAHLI GÜÇ KURMAZ. HÜKÜMETİN SİLAHLI GÜCÜ TSK’DIR”
NURAY BAŞARAN: Yeni dönemde suikast ihtimallerinden söz ediliyor. Ayrıca SADAT, HÖH gibi yapılardan söz ediliyor devletin içinde. Merak Akşener ayrıca bazı illerde yetiştirilen militanlardan söz ediyor.
DOĞU PERİNÇEK: SADAT bir kere Saraya bağlı. Ordu savaşta. Amerika ile bir savaşa giriyoruz. Başka boyutta. 15 Temmuz’da olan da Türk Amerikan savaşıydı. Buralarda üstümüzden gümbür gümbür geçen Türk ordusu içindeki Amerikan uçaklarıydı. O savaşları yaşadık. Bu tür ortamlarda suikastlar filan denenir. Bunlar yazılıp çiziliyor da. Doğu Perinçek hedef alınıyor bir, Tayyip Erdoğan hedef alınıyor iki. Çeşitli kaynaklardan bu dönem bu tür tehlikeleri içeriyor. İkici konu, yani bu tür örgütlerin kurulması AKP iktidarı için vahim bir konudur. Bir hükümet silahlı güç kurmaz. Hükümetin silahlı gücü TSK’dır. Polistir. Köy korucusudur. Bir hükümet bunlar dışında bir silahlı güç örgütlüyorsa, bu ‘ben hükümet değilim’ demektir. Yönetemiyorum ülkeyi demektir. Böyle laflar dolaşıyor. Ki buna işaret eden bazı şeyler de oldu. Ama ben bu yönetimin bu şekilde intihar anlamına gelen şeylerini normal görmüyorum. Amerika açıkladı 2018’de sokağı hareketlendireceğini ve Türkiye’yi cehenneme çevireceğini söylüyor. Ben bu sokağı kendi sokağımla bastırayım diye hükümet bunu yapıyorsa, bu son derece tehlikelidir.
NURAY BAŞARAN: Peki bu çerçevede son KHK’yı nasıl değerlendiriyorsunuz?
DOĞU PERİNÇEK: Bu 121. Maddedeki yorumlar çok çok yanlış. Ama bir takım gazetecilerin yazdığı gibi de değil. ABD’nin iç savaş hazırlıklarına hizmet eden bir psikolojik operasyon
NURAY BAŞARAN: Yani bu KHK’ya ihtiyaç var mı?
DOĞU PERİNÇEK: Buna ihtiyaç yoktu. Çünkü TCK’nın 25. Maddesi var. Zaten bu maddeye göre böyle bir sorun yok. Böyle bir şeye ihtiyaç da yok. Peki neden yapıldı? AKP iktidarı hukuk bilmiyor. Devleti yönetmeyi bilmediğini ortaya koyan bir olay.
NURAY BAŞARAN: Daha önce ama bu dönemde adaletin altın çağını yaşadığını söylemiştiniz. Bu söyledikleriniz ile çelişmiyor musunuz?
DOĞU PERİNÇEK: Ama bu adalet değil ki, yargı başka hukuk başka. Ben altın çağını yaşıyor derken Türk hakim ve savcılarına gönderme yaptım. AKP’yi desteklemiyorum. Onu da niçin söylüyorum, bugün içerde olanlar Deniz Gezmişler, Mümtaz Soysallar, İlker Başbuğlar değil; FETÖ’cüler. Tarihte görülmemiş vaziyette FETÖ tasfiyesi oldu. Amerikan Gladyosu temizlendi. 70 bin diyoruz hapiste. 50 bini FETÖ, 20 bini PKK. Böyle bir yargı kutlanmaz mı? Hep biz atılıyorduk hapse. Ben de bu noktada yargıçlara sahip çıktım, sağlam durun dedim. Ne oluyor? Ankara’dan İstanbul’a yürüyorlar ve, ‘Yargı bitmiştir’ diyorlar. Hapistekiler çıkacak, hepsi haksız yere atıldı diyor. Burada yargılara ne diyeceksin? Aslanım sıkı dur, sağlam dur diyeceksin. Kararlarını devam ettir. PKK ve FETÖ hakkında kararlarını devam ettir. İşte ben yargıya ve topluma bu mesajı verdim.
NURAY BAŞARAN: Her ne kadar proje davalar olsa da Zarrab davası hakkında ne düşünüyorsunuz. İçerdeki Ergenekon ve Balyoz davaları dahil hepsi Nisan sonuna ötelendi. Bu tesadüf mü? Yoksa başka planlar mı var?
DOĞU PERİNÇEK: İki şeyi ayırt edelim. Amerika’daki Zarrab Davası’nda İran ile yaptığımız ticaret var. Esas bizi ilgilendiren bu. Orada Türkiye suçlanıyor. Türkiye komşusu ile finans ve ticari işlemlerini sürdürme özgürlüğüne sahip bir ülke. Hiçbir şekilde Amerika, ‘sana yasak koyuyorum, İran’a para hareketi yapamazsın. Mal alıp veremezsin’ diyemez, hayır. Sen bana bunu Amerika olarak dayatamazsın. Bunu hükümet söyleyemedi. Bunu söylemesi gerekirdi. Söyleyemediler çırpınıp duruyorlar.
NURAY BAŞARAN: Neden söyleyemedi?
“TÜRK YARGISI RÜŞVET DAVALARINI AÇIP BURADAN SAĞLIKLI HÜKÜMLERLE ÇIKMASI LAZIM”
DOĞU PERİNÇEK: Hala söyleyemiyor. Şunun için söyleyemedi. Bakın Bekir Bozdağ onun ipuçlarını verdi. Dedi ki, ‘bu bir itiraf davasıydı, iftira davasına dönüştü ‘dedi. Ne iftirası? Şimdi eğer ambargonun delinmesi ise iftiradan söz edilmez. Ama o davada Amerikan savcıları yalnız ambargonun delinmesini yargılamadı. Davanın konusu olmadığı halde rüşvetle ilgili bir sürü delil topladı. Çağırıyor, anlat bakalım bana dedi. Türkiye’de de kullanmak üzere rüşveti de konuşturdular. Tabii bu AKP’lileri korkuttu. O gözüküyor. Onun için iftira diyor. O iftira derken Bekir Bozdağ kendi korkusunu ortaya koydu. Şimdi bu arada da Türk yargısının zaafı ortaya çıkıyor. Madem rüşvet vs gibi suçlar var. Madem savcılar rüşvet meseleleri için kovuşturmaya yer olmadığına karar verdi. O kovuşturmaya yer olmadığı kararları Allah’ın emri değil. Başka bir savcı da yeni deliller vs bulur ve kovuşturma yapıp dava açar. Ve bayağı ortada dökülen şeyler var. Bunu Türkiye’nin araştırması ve sağlıklı hükümler ile çıkması lazım. Bu suç var diye demiyorum. Bunun üstünün örtülmesi olmaz. Çünkü çok ağır suçlardan söz ediliyor. Olağanüstü suçlardan söz ediliyor. Bunların araştırılıp saptanması kadar da kolay bir şey yok. O’nun için bu iki şeyi ayırmak lazım. Ey Amerika sen benim ticaretime karışamazsın der orada olay biter. Ama rüşvet suçu ayrı bir şey. Öbürü İran’a ambargoyu delmek bizim ülkemizde suç değil.
NURAY BAŞARAN: CHP’de İstanbul İl Başkanı seçimi sonrası adeta karıştı ve ikiye bölündü?
DOĞU PERİNÇEK: CHP’nin iç işlerine karışmam ama CHP bugün tamamen Atlantik ötesinin fedaisi gibi çalışıyor. FETÖ’yü hapisten çıkarmaya çalışıyor. PKK örgütünü HDP’yi hapisten kurtarmaya çalışıyor. Böyle bir partinin, yani vatan savaşını saray savaşı olarak gören, Türk ordusunun sınırların ötesindeki operasyonlarını çamura battı, batağa battı diye gören bir partinin sağlıklı bir şekilde varlığını sürdürme şansı yok. Böyle bir parti tabii krize düşer ve hızla silinir. Yani düşünün bugün CHP, resmen Türk ordusunun başarısızlığını istiyor. Yani Türk ordusu başarısız olsun da ben de Tayyip Erdoğan’ı yıkayım. Buraya kadar düştüler. Şimdi böyle olunca , bunun il başkanı kimdir? HDP’yi, PKK’yı destekleyen. Vatana ve askere karşı olan bir il başkanı bulmanız. Yani küçük bir ilde gözden kaçtı, yuvalandı değil. Koskoca İstanbul’da PKK’nın, FETÖ’nün dostu olan Ermeni soykırımını destekleyen bir il başkanı. Ve Amerika’nın Türkiye’de sokak planlarına da uyum gösterecek ve görev yapacak bir İstanbul il başkanı. Bütün profili bu. Seyit Rıza, Şeyh Sait savunuluyor. Böyle bir duruma geldi.
NURAY BAŞARAN: Önemli ve tartışmalı bir konu da MİT tırları. Sizin grubunuzun gazetesi bu konuda ilk haberi yapmıştı. Sonra Enis Berberoğlu ve Cumhuriyet Gazetesi kullandı. Bu haberler ve sonuçlarının Erdoğan’ın Lahey’de yargılanmasının önünü açtığı konuşuluyor. Bu konuda ne düşünüyorsunuz?
“DÜNYANIN HİÇBİR YERİNDE TERÖR ÖRGÜTÜNE SİYASET YAPMA HAKKI VERİLMEZ”
DOĞU PERİNÇEK: İlk defa Aydınlık Gazetesi yapmıştı haberi. En son bölümden başlayayım. Ben Türkiye’de hiçbir ferdin, hele bir Cumhurbaşkanının tabii çok daha önemli; götürülüp de yabancı yargılara teslim edilmesi ve bu yönde bir propaganda yapılmasını vahim bir durum olarak görüyorum. CHP Tayyip Erdoğan’ı uluslararası ceza mahkemelerinde yargılayacağız deyip duruyor. Genel Başkan yardımcısı düzeyinde açıklamalar yapıyor. Adliyenin kapışımda Türk yargısı bitti CHP için, vatana öyle sırtını döndüler ki, Türkiye’deki hasımlarını yabancı yargılara teslim edecek kadar çaresizler.
Tayyip Erdoğan yargılanacaksa Tür kanunlarına göre ve Türk yargıçları tarafından yargılanır. Tayyip Erdoğan’ın yargı yetkisi Türk mahkemelerinindir. MİT Tırları haberine gelince savcı orada şunu söylüyor, ‘Aydınlık haber yaptığı zaman yayın yasağı yoktu. Ve aydınlık gazetecilik ve haber verme eylemi yaptı. Ama Cumhuriyet Gazetesi bunu yayın yasağından sonra yaptı. İkinci fark Aydınlık bunu gazetecilik refleksiyle yaptı diyor. Kastı haberdi, topluma bilgi vermekti diyor. Cumhuriyet Gazetesi bunu yabancıların Türkiye’de hükümeti devirmesinin bir parçası olarak yasak olduğu dönemde 1 yıl sonra yaptı diyor. Bunu savcı tespit ediyor. Ben milletvekillerinin böyle hapislere olur olmaz atılmasına karşıyım. HDP hariç tabii. Dünyanın hiçbir yerinde terör örgütüne siyaset yapma hakkı verilmez.