15 milyon kez okunan o haberin yazarı Talat Atilla ilk kez AVAZTÜRK’e konuştu
Talat Atilla, Adana'da 1900 yıllık deri üzerine el yazması 'Tevrat' ın ele geçirildiğini ve Adana'daki Tevrat operasyonunun perde arkasını AVAZTÜRK'ten Nuray Başaran'a anlattı.
Gazeteci yazar Talat Atilla yıllar önce tarihe geçecek bir haber yaptı. Adana’da bir operasyon ve Tevrat gerçeklerine ilişkin önemli bir yazı kaleme alan Atilla, Adana'da 1900 yıllık deri üzerine el yazması 'Tevrat' ın ele geçirildiğini ve Adana'daki Tevrat operasyonu sonrasında Başbakan Tayyip Erdoğan’ın büyük bir 'sır'ın sahibi olduğunu belirterek, ‘ bu sır açıklandığında, İsrail ve Yahudilerin kimyası bozulacağı gibi siyaset ve dinler tarihi de değişecek. ‘ diyordu.
Talat Atilla’ya ‘o sırrı’ sorduk
Bugün bölgedeki gelişmelere bakıp da bu yazıyı gündeme getirmemek ve yine Talat Atilla ile görüşmemek olmazdı. Gerçeklerin ortaya çıkması için Talat Atilla’ya ‘o sırrı’ sorduk. İlk kez konuşan Talat Atilla, ‘Tevrat' ın Turkiye' nin eline geçmemesi için diğer ülkelerin İstihbarat birimlerini harekete geçirenler dönemin FETÖ unsurlarıydı’ dedi.
Ve diğer bilinmeyenler… Röportaj başlıyor...
NURAY BAŞARAN: Sayın Atilla 8 Ocak 2013 yılında çok önemli bir yazı kaleme aldınız. 24 Aralık 2012’de Adana’da Türk , İngiliz ve İsrail Ajanlarının büyük bir kapışmasını anlattınız. Yazınıza da konu olan o kapışma neydi? Herşeyden önce ‘O SIR ‘ nedir? Bu SIR siyaset ve dinler tarihini nasıl değiştirecek?
YAŞADIĞI BELGELENEN TEK PEYGAMBER HZ. MUHAMMET’TİR
TALAT ATİLLA: Bu konuyu yazalı yıllar oldu ama yazının çıktığı ilk günden bugüne kadar konuyla ilgili olarak mail atarak, yüz yüze ayrıntı isteyen, röportaj talep edenlere olumlu yanıt vermedim çünkü haberin öznesi olmaktan degil, haber yapmayı, yazı yazmayı uygun buluyorum ama sizi kıramadım Nuray Hanım.
Dinler tarihi, her din tarihçisi ya da inanışa sahip olanların kendi penceresinden baktığı bir uzmanlık alanı oldu. Oysa mesele tarih ise belge şarttır.
Bu bakış açısı ilmi gibi görünse de sübjektif ve dar görüslüdür. Mesele şayet belge- bulgu ise, yaşadığı belgelenen tek peygamber, Hz. Muhammed' dir. Ama biz biliriz ki; daha doğrusu Kuran' dan biliriz ki; Hz. ISA' da, Hz.MUSA' da gerçektir ve peygamberimiz gibi yaşamıştır.
Dinleri parçaya ayıran tarihtir ve tarih zamanın şartlarına göre şekillenebilir. Din özü itibariyle tektir, adı da İSLAM ' dır.
Hz.Adem ' den bu yana inen tüm dinlerin ruhu, taşıdığı mühür aynıdır; İSLAM. İncil' de de geleceği haber verilir peygamberimizin, Tevrat' ta da.
SORU: Nasıl yani?
Kerem' in Aslı' sına kavuşması gibi Allah insanlığı İslam' a dolayısı ile peygamberimize kavuşturmak ve sınavın da bir parçası olarak Hz. ISA' yı da Hz MUSA' yı da Hz.muhammed' i müjdelemek için göndermiştir.
Tek bir örnek vereyim;
Hz. ADEM' den bu yana namaz vardır. Girin Google ‘a , ‘Yahudiler namaz kılıyor mu’ diye yazın; bugün bile namaz kıldıklarını görürsünüz.
İşte Türk istihbaratınin ele geçirdiği 1900 yıllık Tevrat bu ifade etmeye çalıstıklarımı bir de tarih önünde belgeliyor.
Adana Hilton otelinde gerçekleşen bu kapışma uluslararası istihbarat birimlerinin büyük bir kapışmasıydı. Ve biz kazandık.
İlk kez burada açıklıyorum;
Tevrat' ın Turkiye' nin eline geçmemesi için diğer ülkelerin
İstihbarat birimlerini harekete geçirenler dönemin FETÖ unsurlarıydı.
SORU: Bu çok önemli bir açıklama. Detay verebilir misiniz?
TALAT ATİLLA: Fazla detay veremem. Bu operasyon zaten başlı başına dinlerin tarihini değiştirecek bir sureçti. Feto' nun dinlerarasi diyaloğu ile birlestirirseniz , daha iyi anlaşılabilir. Sosyal medyada yaptığım bu haberin 15 milyonun üzerinde neden okunduğunu, yabancı basında neden defalarca yer aldığına da bakmak gerekiyor.
SORU: Neden?
TALAT ATİLLA: Dinler tarihinin kökünden değişeceğini bildikleri için.
SORU: Peki, kısa süre sonra açıklanır diye yazdınız ama hala açıklanmadı?
TALAT ATİLLA: Ben olguyu yazarım . Gerisi devletin işidir. Muhtemelen uygun bir ortam bekleniyor. Dünyada tüm dengeleri değiştirecek bir materyalin açıklanmasını bir basın bildirisi gibi değerlendirmemek lazım. Belki bir Dünya savaşına hazır değiliz!
SORU: Dünya savaşı mı çıkar?
TALAT ATİLLA: Belki diyorum, kahinlikten Allah'a sığınırım. Birden fazla paradigması olan bir konudan tek bir gerçeklik çıkarmak o kadar da kolay değil Nuray Hanım.
SORU: Tam anlamak için soruyorum. Ne var Türkiye' nin ele geçirdiği Tevrat' ta?
TALAT ATİLLA: Nuray Hanım bugünkü Tevrat da bile peygamberimize vurgu var , bir de 1900 yıl öncesini, değişmeyen Tevrat'ı düşünün lütfen.
SORU: Bugün ki Tevrat da da öyle mi?
TALAT ATİLLA: Evet. Buyurun. Önce Yuhanna İncil'ine bakalım;
İsa dedi; “Eğer beni seviyorsanız, emirlerimi tutun. Ben de Rab’den dileyeceğim ve O size başka bir Faraklit verecektir; ta ki, daima sizinle beraber olsun.” (Yuhanna, Bâb 14, Âyet: 15-16)
2. Hz. İsa dedi;“Benim adımla Rabbin göndereceğiFaraklit size her şeyi öğretecek ve size söylediğim her şeyi hatırınıza getirecektir.” (Yuhanna, Bâb 14, Âyet: 26)
Bir de Tevrat'a bakalım;
, " 0 iki binici gördü, biri merkep üzerinde, diğeri deve üzerindeki binicilerdi. O, dikkatle dinledi.” (İşaya XXI, 7)"
1900 YILLIK TEVRAT’DA PEYGAMBERİMİZDEN BAHSEDİLİYOR
SORU: Çok ilginç. Peki 1900 yıllık Tevrat da peygamberimizden mi bahsediliyor.
TALAT ATİLLA: Evet. Tahrif edilmiş Tevrat'da bile var zaten.
SORU: Bir Müslüman olarak heyecanlanmamak mümkün değil. Peki bunu Hıristiyanlar, Yahudiler bilmiyor mu?
TALAT ATİLLA: Çok iyi, hatta bizden daha iyi biliyorlar.
SORU: Neden kendi dinlerinde ısrar ediyorlar?
TALAT ATİLLA: Tam bu noktada kader tecelli ediyor. Kader karar vermektir. Karar verdiğiniz anda kaderiniz başlar.
Biliyorlar ama Allah' a karşı" Sana rağmen senin indirdiğinden vazgeçmeyiz " şeklinde bir tezleri var. Tercih meselesi tabi. Allah' ın serbest bıraktığı bir iradeden dolayı hiç kimseyi kınayamayız. Mahşer tam da bunun için var zaten. Hüküm Allah'ındır diyerek, Allah adına hüküm veremeyiz ama hakikati söyleriz.
SORU: Doğruyu biliyorlar ama İslam' a gelmiyorlar öyle mi?
TALAT ATİLLA: Zorladınız beni. Ispat edeyim o zaman.
SORU: Buyurun.
TALAT ATİLLA: Yahudiler peygamberimize iman etmediklerini söylerler. Peki, iman etmediğiniz bir peygamber ve kitabını ciddiye alır mısınız?
SORU: Elbette. Hayır.
TALAT ATİLLA: Güzel. Uzun zamandır israil’ de en çok dikilen ağaç garkad agacıdır. Neden acaba?
SORU: Neden?
TALAT ATİLLA: Peygamberimizin şu hadisi yüzünden.
Müslümanlarla Yahudiler harb etmedikçe kıyâmet kopmayacaktır. O harpte Müslümanlar (gâlip gelerek)Yahudileri öldürecekler. Öyle ki, Yahudi, taşın ve ağacın arkasına saklanacak da, taş veya ağaç; ‘Ey Müslüman, Ey Allah’ın kulu, şu arkamdaki Yahudi’dir, gel de onu öldür!’ diye haber verecektir. Sadece garkad ağacı müstesna, çünkü o, Yahudilerin ağaçlarındandır.”(Müslim, Fiten, 82)
Madem inanmıyorsunuz; inanmadığınız bir dinin ve o dinin peygamberinin sözü sizin neden bir numaralı hayat mottonuz oluyor?
DİNLER SAVAŞI OLUR MU?
SORU-Bugün bölgedeki savaşlar elbette enerji bazlı. Küresel sermaye bölgedeki ülkeleri ve buradaki kaynakları yönetebileceği gibi dizayn ediyor. Ancak bu coğrafyada tarihten gelen dinler savaşı da bir gerçek. Bu anlamda sizin yazınızda bahse konu operasyon ve bugüne yansımalarından söz eder misiniz? Mesela bu sır bir dinler savaşına sebep olur mu?
TALAT ATİLLA: Evet biraz önce anlatmaya çalıştığım tam da buydu. Geçmişteki Haçlı Seferi sadece bir örnek.
Bazı islam alimlerine göre, kıyamete 110- 120 sene olduğu söyleniyor. Elbette Allah bilir. Belki de kıyameti, dinler savaşını bu belge ile Türkiye tetikleyecek . Doğrusu bu sorunuz çok yerinde ama matematiksel bir yanıtı yok.
SORU: Bu kadar gürültü koparan ve yıllardır gündemden düşmeyen bir haberden sonra başınıza bir şey gelmedi mi?
TÜRKİYE’DEKİ YAHUDİ LOBİSİ ÇOK GÜÇLÜ VE ÖN KESİCİ
TALAT ATİLLA: Soruyu şöyle de sorabilirdiniz belki. ( gülerek.. ) Başınıza gelmeyen kaldı mı?
Yıllardır aynı tazelikte gelen tehdit maillerine artık alıştım. Hissedilen ama görünmeyen bir tehdit olgusu ile beraber yaşamayı öğrendim bu haberimden sonra. Ve Turkiye' deki Yahudi lobisinin ne kadar ön kesici ve kuvvetli olduğunu da yaşayarak gördüm.
Ben şöyle inanırım;
Lazım olmayanı Allah yaratmaz. Bu yüzden hiç bir dine karşı ön yargım, hakaretim, tahkir edici söz ya da yazım olmaz. Ama ben bir gazeteciyim. Korkmayı ya da endişeli olmayı Allah' a karşı yapılmış bir günah, bir ayıp olarak görüyorum. ‘Yaprak benden izinsiz düşmez ‘ diyen bir Allah' ımız varken endişe etmek, korkmak ne kadar da yersiz.
SORU: Hiç mi endişe etmiyorsunuz?
TALAT ATİLLA: Endişe ayrı tabi. İnsanız, endişe ederiz ama hem Allah'a inanıp, hem de Allah'ın yarattığından korkmaktan utanırım. Bu tarz bir korkudan Allah'a sığınırım. Yokluk bile yok iken Allah vardı. O korur, gözetir. Son sözüm aynı zamanda hayat mottom; Talat küçük, ALLAH BÜYÜK...
İŞTE TALAT ATİLLA’NIN 8 ocak 2013’teki o köşe yazısı
Dünya'yı sarsacak sır Başbakan Erdoğan'ın elinde!
Bu yazı ilk anda size şaşırtıcı gelebilir. Elbette yazacaklarıma ihtiyatlı yaklaşma hakkınız var ama okurken lütfen beyninizi bloke etmeyin.
Çünkü, uzun olmayan bir zamanda gerçekliğini göreceksiniz.
Tarih: 24 Aralık 2012
Yer: Adana
Türk, İngiliz ve İsrail ajanları yakın tarihlerinin en büyük kapışmalarından birisini yaşadılar.
Bu kapışmadan Türkiye galip çıktı.
Türk güvenlik güçleri, Adana'da 1900 yıllık deri üzerine el yazması 'Tevrat' ele geçirdi. Adana'daki Tevrat operasyonu sonrasında Başbakan Tayyip Erdoğan öyle büyük bir 'sır'ın sahibi oldu ki, bu sır açıklandığında, İsrail ve Yahudilerin kimyası bozulacağı gibi siyaset ve dinler tarihi de değişecek.
MOSSAD HİLTON OTELİ'NE KAÇTI
Filmlere taş çıkartan operasyon ve sonrasındaki gelişmeler şöyle yaşandı;
1900 yıllık el yazması Tevrat'ın varlığından aynı anda haberdar olan MİT, MOSSAD ve İngiliz Gizli Servisi MI6 Tevrat'ı ele geçirmek için aynı anda düğmeye bastı.
İSRAİL TEVRAT'I İMHA ETMEK İSTEDİ
Tevrat'ı özellikle İsrail istiyor, karşılığında da büyük bir servet öneriyordu.
Tevrat'ta İsrail ve Yahudileri yakından ilgilendiren çok önemli 'sır'lar vardı.
Bu 'sır' lardan haberi olan İsrail, deri üzerine el yazması Tevrat'ı alarak kendi aleyhlerine kullanılmasını engellemek için imha etmek istedi
ama bunu beceremedi.
İşi sağlama almak isteyen MİT, Tevrat'ı satacak kişilere 40 milyon teklif edince anlaşma sağlandı.
İNGİLİZLER KOMİSYON İÇİN DEVREYE GİRDİ
Bu pazarlığı öğrenen MOSSAD ve M16 mensupları da buluşma yerinde pusuya yattılar ama MİT elemanları onlara hareket kabiliyeti tanımadan Tevrat'ı ele geçirdi. Operasyon sırasında MOSSAD ajanları Adana Hilton Oteli'ne kaçarken, M16 üyeleri konsolosluk aracıyla olay yerinden uzaklaşmak zorunda kaldılar. İngilizlerin, Tevrat'ı İsrail'e satmak için uğraştıkları, bu çalışmadan komisyon almayı planladıkları ileri sürüldü.
Bu müthiş gelişmeler MİT tarafından anı anına Başbakan Erdoğan'a bildirilince, Başbakan, Tevrat'ın gizlice Ankara'ya getirilmesi talimatını verdi.
İbranice el yazması Tevrat'ı incelemeye alan Uzmanlar, 9 metre boyundaki gerçek Tevrat üzerindeki çalışmaları büyük bir güvenlik çemberi içinde sürdürdüler.
Tevrat'ı inceleyecek uzman ekibin oluşmasında da çok titiz davranıldı.
1900 yıllık Tevrat'ın incelenmesinden sonra ortaya çıkan sonuç şok ediciydi. Çünkü, 1900 yıllık Tevrat'la bugünkü Tevrat aynı değildi.
Yani, İsrail'in bugün kullandığı Tevrat'ın tahrif edilmiş Tevrat olduğu ortaya çıktı.
BULUNAN TEVRAT KUR'ANI DOĞRULUYOR
Bilindiği gibi Kur'an, Tevrat'ın kelimelerin ve anlamlarının değiştirilerek tahrifat yapıldığını yazar. Yahudilerin Tevrat'ta yaptıkları değişiklik, Kur'an-ı Kerim'de şöyle anlatılır: 'Yahudilerin bir kısmı, kelimeleri yerlerinden değiştirirler. Ve dillerini eğip bükerek işittik ve karşı geldik derler...'
(Nisa Suresi- 46. Ayet)
1900 YILLIK TEVRAT'TA DA BELGELENDİ: HZ. MUHAMMED SON PEYGAMBER
1900 yıllık tahrif edilmemiş Tevrat'ta İsrail oğullarının dini ve siyasi anlayışlarına dayanak yaptığı bazı unsurların doğru olmadığı ortaya çıktı.
Ve hepsinden daha önemlisi, tahrif edilmemiş Tevrat'ta son peygamberin Hz. Muhammed olduğu açıkça
vurgulanıyor.
EN GEÇ 1 YIL İÇİNDE AÇIKLANIR
Deprem etkisi yapacak bu gelişmeyi, Dünya'ya anlatmak için uygun bir zamanlama muhakkak bulunacaktır. Bana göre 1 yıla kalmadan açıklanır.
Bu konuda Başbakan Erdoğan'ın dışında hiç kimsenin bir açıklama yapacağını sanmıyorum.
Çünkü, Tevrat'ın Kur'an'da söylendiği gibi tahrif edildiği, son peygamberin Hz. Muhammed olduğunun, 1900 yıllık tarihi bir belge ile ispat edilmesi, dünyada, dini olduğu kadar, siyasi, ticari ve sosyolojik tüm dengeleri de değiştirecektir.
Bu yazımın doğruluğundan hiç şüphem yok ama hükümet, bazı denge ve zamanlama unsurlarından dolayı yazımı şimdilik doğrulamayabilir.
Hatta yazımda sözü geçen bazı güç unsurlarından baskı da gelebilir ama tarihe not bırakmanın lezzetini yaşamak istedim.
Biraz sabırlı olursanız yazdıklarımın doğruluğunu göreceksiniz.