ZİHNİ ÇAKIR
HUDER heyetinin, belki tarihin seyrini de değiştiren MHP ziyareti!
Hiç şüphesiz, FETÖ’nün 15 Temmuz Kanlı Darbe ve işgal girişimi, tanklara gövdesini siper eden sokaklara dökülerek iradesine ve ülkesine sahip çıkan şehitlerimiz ve gazilerimiz başta olmak üzere tüm kahramanların tarihe geçen duruşu sayesinde başarısızlıkla sonuçlandı. Ancak ülkenin işgalden kurtulduğu, millet iradesinin asker üniformalı Fetullahçı teröristlerin darbe girişimine hedef olduğu o gece, teröristlerin başarısız olmasının başkaca sebepleri de var elbette.
Mesela, 15 Temmuz gecesi oluşan birlik ve beraberlik ruhunu tetikleyen önemli etkenlerden biri, Milliyetçi Hareket Partisi Genel Başkanı Devlet Bahçeli ve Ülkücü camianın, darbe ve işgal girişiminin ilk anlarından itibaren çok net bir şekilde yansıyan duruşuydu.
Fetullahçı Terör Örgütü tarafından bir operasyon alanına dönüştürülen Milliyetçi Hareket Partisi’nin, “korsan kurultay” girişimleri ile “işgal edilmek” istenmesinin en önemli sebebinin, 15 Temmuz hazırlığı olduğunu, 15 Temmuz darbe ve işgal girişimine karşı direnç göstereceği önceden hesaplanan toplumsal tabanın Ülkücü ayağının MHP’nin “işgaliyle” kırılmak istendiğini söylemek mümkün.
Daha yalın bir dille ifade edecek olursak; eğer muhalif kanat Akşener liderliğinde MHP’yi ele geçirseydi, belki de 15 Temmuz Kanlı Darbe ve işgal girişimi başarılı olacaktı, veyahut hala sokak çatışmalarıyla onbinlerce insanımızın canına mal olacak bir sürecin başlangıcı olacaktı.
Hatırlarsanız, MHP’de muhaliflerin ve bilhassa Meral Akşener’in “korsan kurultay” girişimleri, Akşener ile birlikte hareket eden adlî personel ve Akşener’in HSYK’daki destekçileri eliyle sahnelenmek istendi. Hatta “korsan kurultay” üzerinden MHP’nin işgali için ABD Hava Kuvvetleri Özel Soruşturma Bürosunun bile devreye girdiği konuşuldu Ülkücü camiada. Bütün bu “ittifaklar” neredeyse Devlet Bahçeli’yi deviriyor, MHP’nin FETÖ’nün eline geçmesine sebep oluyordu.
Ancak; Akşener liderliğindeki muhaliflerin başta “korsan kurultay” olmak üzere tüm girişimleri ve yargı denemeleri, birden aleyhlerinde kararlara dönüştü. Yargının normalleşme süreci ile Devlet Bahçeli’nin söylem değişimi de aynı dönemlere denk düşüyordu.
“Peki ne oldu, arka planında neler var bu dönüşümün” sorusu halen cevap bulabilmiş olmamakla birlikte, 15 Temmuz’un da arka yüzü diyebileceğimiz bu sürecin mihenk taşının, HUDER Başkanı Av. Hüseyin Kaya ile Yönetim Kurulu Üyesi Av. İbrahim Gül’ün 14 Nisan 2016 günü MHP Genel Merkezi’nde, Genel Başkan Devlet Bahçeli ile yaptıkları sürpriz görüşme olduğunu söylemek mümkün.
FETÖ’nün derin operasyon tetikçilerine dönüşen MHP’li muhaliflere, manşetlerden destek veren mütareke basını tarafından, “Ülkücü camiada krize yol açtı” şeklinde kamuoyuna duyurulan görüşmeyi organize eden isim, Av. İbrahim Gül idi.
Gül, geçmişte Fetullahçı Terör Örgütü (FETÖ)’nün de hedefi olmuş bir isimdi.
Yurtdışında, Sınıraşan Organize Suçlarla Mücadele Kurumunda Başkan Yardımcılığı yaptığı dönemde FETÖ’nün hedefi isimlerden biriydi. Ülkü Ocakları Genel Sekreterliği yapmış, Ülkücü camia içerisinde saygınlığa sahip bir isimdi Av. İbrahim Gül.
İşte tamamı “Erdoğancı-Reisçi” olarak bilinen 8 bini aşkın avukatı bünyesinde barındıran HUDER’in Genel Başkanı Av. Hüseyin Kaya ve Yönetim Kurulu Üyesi Av. İbrahim Gül, bu ziyaret sonrasında “AK Parti hukukçuları” olarak aktarılıyordu muhalifleri destekleyen mütareke basınında.
Av. İbrahim Gül konu hakkında sessizliğini hep korurken, HUDER Başkanı Av. Hüseyin Kaya’nın Cumhurbaşkanı Erdoğan ile bir arada fotoğrafları yayınlandı. Maksadın, Ülkücü camia nezdinde görüşmeyi itibarsızlaştırmak ve doğacak tepkiyi FETÖ ile dirsek temasındaki muhalif cepheye konsolide etmek olduğu apaçık ortadaydı.
Görüşme, HUDER Başkanı Kaya’nın, “Sayın Bahçeli ile hayırlı bir görüşme yaptık, sayın Bahçeli Başkanlık sistemini destekleyecek” açıklamalarıyla gündeme oturmuştu. Ancak görüşme içeriğinde, sadece bunların konuşulmadığı, Türkiye’yi bekleyen tehdidin, 15 Temmuz’da yaşanan ihanetin ipuçlarının, batının bölge ve Türkiye planlarını ters yüz etmek için MHP ve AK Parti arasında bir işbirliğinin gündeme geldiği, Kaya ve Gül’ün detaylı bir bilgilendirme yaptığı da anlaşılıyordu.
Eğer tarih, 15 Temmuz ve Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi olarak telaffuz edilen Türk Tipi Başkanlık Sistemi’ne geçişin arka planını gelecek nesillere aktaracaksa, 14 Nisan 2016 günü MHP Genel Merkezinde, HUDER Başkanı Av. Hüseyin Kaya ve Yönetim Kurulu Üyesi Av. İbrahim Gül’ün MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli ile yaptığı bu görüşmeyi muhakkak ama muhakkak önemli bir kilometre taşı olarak alacaktır.
Zira Ülkücü camiada önemli bir yeri olan HUDER Yönetim Kurulu Üyesi Av. İbrahim Gül’ün organize ettiği bu görüşme, hem 15 Temmuz’da milli iradenin sergilediği destansı direniş atmosferini güçlendiren MHP ve Ülkücü camia desteğinin önünü açmış, hem de parlamenter oligarşinin yerine daha güçlü bir yönetim sistemi olan Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nin tesisi sürecinin fitilini ateşlemiştir.