NECDET PEKMEZCİ
Kırklareli'de olağanüstü hal!
Trakya’nın her hali olağanüstü…
İstanbul’u bir yana bırakalım, suyun bu yanına geçenlere de bulaşıyor olağanüstülük. Çünkü hudut Tekirdağ, Silivri uymuyor Trakyalı'ya nedense!
Çünkü, Silivri kasvetli, biraz da mürtet!
Sırf bu yüzden Tekirdağ, Edirne, hele de Kırklareli’dir aslında Trakya.
Durduk yere çokça sövenlerin ikametgahıdır Kırklareli. Sanırsınız ki kan çıkacak kan çıkacak, hatta cinayet sebebi.
Oysa yine ağız dolusu kahkaha patlar o sövgünün ardından.
Belki de Hacivat’ın ip arkadaşı Karagöz’ü hemşehri saymalarındandır.
Kim bilebilir ki…
Belki de şehvetli sövgülerinin sebebi Karadeniz’dir. Çünkü memleket gibi Karadeniz’in son ucudundadır Kırklareli. Laz’a benzemesi bundandır bizimkilerin.
Aceleciliği, yaşamı olağanüstüleştirmesi de bundardır belki de…
Öyle, terörle, teröristle işleri yoktur Kırklarelili'lerin.
Olağanüstü halin haliyle bir sebebi ve sahibi var.
O isim de Kırklareli Belediye Başkanı Mehmet Siyam Kesimoğlu!
Ve elbette ki kadrosu.
Belediye Başkan Yardımcısı Mehmet Gider de o kadro arasında.
Fena halde becerikli. Ustalık mustalık değil mahirlik döneminde. Kimsesiz çocukların babasıydı bir vakitler, yetiştirme yurdunda. Sonra huzur evinde kimsesizlerin kimsesi oldu.
Ve yağmur çiseliyordu kadim istasyon caddesinde.
Bilmesem de mutlaka bir tanık vardır; Mehmet hocanın da, al beni ve göreni kaldırımında bir vakitler takıldığına ilişkin.
İşte yine oradaydı. Gösteriden gösteriye etkinlikten etkinliğe. tur attı bu kez…
Elbette ki Fettah Aygün de var o kadroda.
Her işte pay sahibi…
Ama sanırsınız ki ortada yok. Çokça çalıştığından görünmezliği, bir de mütevazılığından…
Dönelim Kesimoğlu’na; herkes dansözlü etkinlikleri tertiplerken, bu yıl 26’ncısını düzenledi Karagöz Kültür, Sanat ve Kakava Festivali’nin. Üstelik bambaşka bir içerikle.
Tiyatro da vardı etkinliklerde, kalem erbabı da, sporcu da vardı, siyasetçi de…
Sanatı yazarı çizeri mahalleye, ayağına götürdü vatandaşın. Her parkta ayrı bir güzellik yaşandı!
Kırklareli bunu da gördü, beğendi ve tekrarını istedi.
Bakmayın öyle son kale sözlerine, Kırklareli hala ilk kale!
Dipdiri, taarruza, fethe hazır. Tekirdağ ve Edirne’nin de yüzü artık, İstanbul’a bakmıyor. Bu iki il de arkasını döndü sanatın haliyle her şeyin merkezi olarak görülen İstanbul’a…
İşin aslı Ankara’dan önce muhtar cumhuriyeti kuran Trakya, şimdi de kültür ve sanatta muhtariyet ilanı peşinde.
Sabahattin Ali’nin katlinin mahcubiyeti yüzünü kızartsa da Kırklareli’nin, artık hem ona hem de sanata ve sanatçıya sahip çıkmanın haklı mağrurluğunu yaşıyor.