Operasyonun her yağında kazançlı çıkanlar var. İşin güzel yanı da kazançlı çıkanların, eylemin sonuçlarına katlanmamaları…

Neden mi söz ediyorum; şu meşum Rıza Zarraf operasyonundan.

En başa dönelim; bir tespitle başlayalım işe; güç her vakit iyilik getirmiyor.

Gücün, iktidarın haliyle iyi yanları var. Herkes karşında el pençe divan duruyor. İktidarlı kapılar ardına kadar açılıyor. İşte hata da bundan sonra yapılıyor.
Yani gücün iyi yanları yanı sıra kötü tarafı da var. Sonsuz bir dokunulmazlık duygusunun adı aynı zamanda güç!

Birey güce alıştığında haliyle tedbiri, dikkati, ağzı sıkılığı, ketumiyeti bir yana bırakıyor.

Oysa bu kurala uymamak, birini bile ihmal etmek ölümcül sonuçlar doğuruyor.
Rıza Zarraf’a gelirsek, derinlerde yürümenin maharet istediğini,   güç yüzünden unutuyor…

Rıza Zarraf gücün kötü yanını gördü. Gördüğünde de artık saf değiştirmekte kötü bir yan görmedi.

Rıza Zarraf’ın Türkiye’deki yaşamının bir yerinde CIA-ABD-NATO ile de yolu kesişiveriyor. İsterseniz buna tesadüf deyin, isterseniz de akıl oyunu, ya da kurgu. Birileri yolun yarısında rıza Zarraf’ı suçüstü yapıyor. Ki yer altı dünyasının kadim kuralıdır; yakalanan ister ajan olsun, ister fedai ikili çalışmaya başlıyor.
Rıza Zarraf da kadim kuralı bozmuyor.

Türkiye’deki dönemin bazı iktidar odaklarının gönüllü ya da dolaylı desteği, teşviki veya iteklemesi  ile ABD’nin yolunu tutuyor.

Ancak ABD’de işler sadece yapılanlar ile sınırlı kalmıyor. Saf değiştiren kişi artık ikili değil muhbir haline geliyor.

İtirafçılık aşaması böyle başlıyor Zarraf’ın…

Görünürde FBI olsa da CIA-NATO buna siz Türkiye kolu FETÖ’yü de ekleyin; Zarraf’ın önüne koydukça koyuyor; ezberlemesi, anlatması gerekenleri profesyonel senaristler yazıyor.
Bir yerde itirafçı da düştüğü lağım çukurunun dibinin olmadığını öğreniyor.
İşte orada   başlıyor; trajedi…

Zarraf, yüksek güvenlikli cezaevine konuluyor!

Güvenlik yüksek ama, Zenci biri bunu delmenin yolunu buluyor. Ortak kullanım alanında hiç tanımadığı ve husumet beslemediği Zarraf’a bıçakla saldırıyor!

Artık sıra komedide…

Burada iddialar alıp başını gidiyor.
Kimine göre Zarraf bu saldırıda ufak tefek de olsa yaralanıyor.

FBI’ın şefkatli kolları bu sırada açılıyor Zararf’a. Zarraf’ın jüri seçimi ve hakim önüne çıkması beklenirken; tebdil-i mekan olduğunu öğreniyor Türkiye iki notadan sonra.

İddia diyeceğim, ama yeni bir gelişme olmazsa 4 Aralık’a kadar, Zarraf artık bildiğiniz itirafçı; bildiğini de anlatacak bilmediğini de. Çünkü senaryonun yazarları CIA-NATO ve Türkiye kolu FETÖ…

Zaten Başbakan Binali Yıldırım’ın ABD Başkan Yardımcısı Mike Pence görüşmesinde Zarraf konusu da masaya geliyor.

Sonuç ne mi oluyor?

ABD Başkan Yardımcısı Pence’nin  ufak tefek iki isteği var. “Bunları hallederseniz” diyor ve ekliyor “Zarraf konusunda elimizden geleni yaparız!”

Ha bir ekleme daha yapıyor Pence, “Malum ABD’de yargı bağımsız!”

Türkiye’ye dönersek,  bazen iyiyi savunmak için kötünün kötü olduğunu bile bile sahip çıkmak, koruyup kollamak gerekiyor gerekiyor.

Yine Türkiye’ye dönersek…

“Her anında sadakatini kanıtlayan,  güven ilişkisine dayalı görevinden bugün ayrılan arkadaşımın dürüstlüğüne ve gayretine ve haliyle hizmetlerine teşekkür ediyorum…”