Rıza Sarraf tanınmış kişi…

Hem Türkiye’de namı var hem de uluslararası arenada…

Hele Türkiye’de ilk kez atları yatları ve Ebru Gündeş’le tanındı, nam saldı Rıza Sarraf…

Sonra 17/25 Aralık’ta bir kez daha namı yürüdü Sarraf’ın…

Hem de öyle böyle değil; önüne yatanı da gitti; yan bakanı da yaktı.

Sarraf ‘tı bu durmadı, durdurulamadı…

Köşeli adam mıydı bilinmez ama köşeyi dönen adamdı…

Bir vakit geldi o da belki de Pensilvanya’ya hicret edecekti ama Washington’a geçti…

Konuştu, konuşacak derken Taha Kıvanç mahlaslı Fehmi Koru konuştu Cumhuriyet gazetesine…

Dedi ki Fehmi Koru;” İlk tutuklandığında Amerikalılarla anlaşarak gitti, denildi ancak bence yönlendirilerek gitmiştir!”

Ve Ekledi Fehmi Koru: “Sarraf'larla irtibatı olan birileri de “Amerika'ya gidin” telkininde bulunmuş olabilir!”

Taha Kıvanç üslubu yazalım.

Bir dost ziyaretime  geldi. Sarraf’ı anlattı.  Dedi ki ‘Senin aklın ermez, hele bi dinle bu hicrete”

“Sarraf embedded, yani ilişkilendirilmiş. En başından olmasa da bir yerde CIA devreye girdi. Ve yakalanan muhbir ikili çalışmaya başladı”

Taha Kıvanç, üslubu dedim ya “Bu nasıl oldu. İstihbarat uyudu mu?”

Bilgiç bilgiç ekledi eski dost:
“Aklın ermez bu işlere toysun sen.  Bir vakit ben de Türk istihbaratının önemli bir ismine sordum. Bu soruyu‘Neden Sarraf’ı izlemediniz?’ diye..

Malum yetkili dedi ki; ‘Sarraf’ın nefes alışını izleyin talimatını almadım’

Peki dedim, “hadi talimat almadınız  az çok ekonomiden anlarım, Sarraf’ın elindeki paranın şiştiğini ben bile duydum. Değişik bankalara sahte isimlerle yüklü miktarda  hesap açıp para yatırdığını biliyorum.. Bunu da mı duymadınız…”

Bu soruya yanıt alamadığını söyledi eski dost…

Ben de o bankaları ve Amerikalı dostları sormadım…