NUR SÜMEYRA
Siz kim, biz kim Ey Ertuğrul Özkök?
Başından sonuna katılmadığım bir yazı kaleme alarak, tam bir Barzani taraftarı gibi davranmış Ertuğrul Özkök. Türkiye’yi küçülttükçe küçültmüş, koca donlu bir aşiret reisini büyüttükçe büyütmüş. (Koca don bizim oraların bir deyişidir. Öyle pantolona benzemeyen şeyleri giyenlere söylenir. Aşağılama yoktur. Bir tanımdır.)
Moda ve sanatsal aktiviteler peşinde ülke ülke gezen Sayın Ertuğrul Özkök bu koca dona nasıl bu kadar itibar etmekte, nasıl bu kadar yüceltmektedir? Evet, bu yazıyı tersten okuduğunuz zaman bu yüceltme ortaya çıkar. Ve hiç eğip bükmeyelim tamamen Barzani’yi ön planda tutan, ona ve sözde referandumuna aracılık eden bir yazıdır. Türkiye koca donlu bir kabile reisinin karşısına da dikilemeyecekse, kapatsın dükkânı çekilsin bir kenara. Öyle mi? Özkök bunu mu ima etmektedir? Özkök neden bizim tezkere görüşmelerinin yapılacağı bir günde bu imada ve tehditte bulunmuştur. Evet, resmen tehdit de vardır. Amaaaa… deyip bütün dünya karşınıza dikilir diye ilave ederek Türkiye’ye blöf yapmakta ve dolayısıyla tehdit etmektedir. Ertuğrul Özkök’ün bu koca don aşkı nereden gelmektedir? Michael Kors’tan sonra, yeni bir akım başlatmak umuduyla Koca Dona yönelik bir moda tüyosunu çok yakın durduğu ilgili çevrelere mi vermektedir? Öyle ya! Başörtüsüne bile bir dönem mesafeli duran bir aydınımız koca don giyen birine alttan alta ver coşkuyu yapmış. Demek ki bu aydınımızın giyim kuşamdaki ince zevkine koca don hitap ediyor. Yoksa bu koca donlu aşiret reisini bu kadar yüceltmesini nasıl açıklarız?
Esasen benim değinmek istediğim nokta bunların da ötesinde Sayın Özkök’ün yazıdaki üslubudur. “Siz” diyor, “yapmayın etmeyin diyebilirSİNİZ, Meclis’iNİZDEN sınır dışına asker gönderme yetkisi de alabilirsiniz, tanklarınızı sınıra da yığabilirSİNİZ”.. Sonra ilave ediyor; “Amaaaa… Bunu yapmayı gerçekten düşünüyorsaNIZ, şu soruların da gerçekçi cevabını şimdiden vermeNİZ gerekir.”
“Siz” diye hitap etmeye devam ediyor Sayın Özkök. Şu bir hayli istihza kokan cümlelerle; “Türkiye’nin imajı hem dünyada, hem Arap aleminde dip yapmış durumda. Osmanlıcılık, Turancılık hayalleri bütün bölgede şüpheli gözlerle izleniyor.” (Bütün bölge dediği Koca Don ve aşireti sanırım. Bir de arkasındaki İsrail. Zira Türkiye’nin can damarına basacak bir hareketi –Türkmeneli- diğerleri yapmadı. Yani Turancılık dediği aslında dar çerçevede Misak-ı Milli (ki geniş manada Türk’ün yaşadığı her yer Misak-ı Milli sınırları içindedir) sınırları içinde yer alan ve uluslararası anlaşmalarla güvenceye bağlanmış Musul-Kerkük. Ne diyor o anlaşma? Irak’ın toprak bütünlüğü bozulursa Türkiye’ye müdahale hakkı doğar. Koca Don ne yapıyor? Bu hakkı çiğniyor? Yani Sayın Özkök bu anlaşmadan doğan hakkımızı kullanmayalım mı? Bu doğan haktan dolayı karşımıza dikilecek dünyaya(!) bas git, biz hukuk çerçevesinde hareket ediyoruz demeyelim mi? Koca Don hangi hakka istinaden, hangi tarihi arka planla dünyayı yanına alıyor bi diyiver hele.)
Devam ediyor Özkök “siz”li cümlelere. “Ayrıca unutmayın Suriye politikaNIZ bütün cephelerde hezimete uğramış. CaydırıcılığıNIZ kaybolmuş…” Ve şu cümleyle bitiriyor yazısını. “Burada referanduma hayır derken, bütün dünyanın evet demesine yol açabilirsiNİZ.”
Kim bu “NİZ” Sayın Özkök? Ülkelerin bir konuda bir tane milli politikaları olur ve o da Meclis’in onayına sunulur. Dolayısıyla bu “NİZ” bütün Türk Milleti’dir. Peki bu “NİZ” Türk Milleti ise “SİZ” kimsiniz Sayın Özkök?
Belki bu sorunun cevabı sizde birden bire ortaya çıkan şu Koca Don yüceltmesini anlamamıza da yardımcı olur.