Türkiye'nin İklim Değişikliğiyle Mücadelede Yeni Rota: 2030 Eylem Planı
Türkiye'nin iklim kriziyle mücadele stratejisi, Birleşmiş Milletler desteğiyle geliştirilen 2024-2030 İklim Değişikliği Azaltım Stratejisi ve Eylem Planı'nda ortaya konuyor. Fosil yakıtlar, yenilenebilir enerji ve karbon yakalama teknolojileri odak noktas
Türkiye, iklim değişikliğiyle mücadelede yeni bir sayfa açıyor. Bu yolculuğun rehberi, Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı'nın desteğiyle hayata geçirilen "İklim Değişikliği Azaltım Stratejisi ve Eylem Planı (2024-2030)" olacak. Ancak plan, fosil yakıtların yerini yenilenebilir enerji kaynaklarına ve nükleer enerjiye bırakmasına yönelik stratejileri merkeze alırken, karbon yakalama teknolojilerine olan vurguyla dikkat çekiyor.
Fosil Yakıtlar ve Enerji Stratejileri:
Plan, Türkiye'nin enerji sektöründe radikal bir dönüşüm öngörmüyor gibi görünse de, yenilenebilir enerji ve nükleer enerjiye verilen teşviklerle yeşil bir geleceğin kapılarını aralıyor. Ancak, kömür ve gaz gibi fosil yakıtlarla çalışan santrallerin kapatılması ya da azaltılması konusunda net bir yol haritası sunmaktan kaçınıyor.
Karbon Yakalama ve Depolama:
Türkiye'nin iklim stratejisinin önemli bir bölümünü karbon yakalama, kullanma ve depolama (CCUS) teknolojilerine ayırması, fosil yakıt kullanımının devam edeceğinin bir işareti. Maliyetleri yüksek olan bu teknolojilerin, fosil yakıtla çalışan santraller için çözüm olarak önerilmesi, iklim kriziyle mücadelede alternatif bir yol olarak görülüyor.
Ölçülebilir Hedefler ve Ulaşım:
Eylem planı, ölçülebilir hedefler ve somut sonuçlar konusunda eleştirilere maruz kalıyor. Enerji sektöründe belirlenen birkaç hedef dışında, planın büyük bir kısmı genel ifadeler ve niyet beyanlarıyla dolu. Özellikle ulaştırma sektöründeki demiryolu taşımacılığının payının artırılması gibi hedefler, net rakamlar olmaksızın sunuluyor.
Sürdürülebilirlik ve Çevresel Hedefler:
Plan, sanayi ve tarım sektörlerinde karbon ayak izinin azaltılması, sürdürülebilirlik raporlamalarının yaygınlaştırılması ve elektrikli ulaşımın teşvik edilmesi gibi önemli adımlar atmayı hedefliyor. Aynı zamanda, Türkiye'nin eğitim sistemine iklim değişikliği bilincini entegre etme ve düşük emisyonlu bir ekonomiye adil bir geçiş sağlama konularında da önemli vurgular yapıyor.
Sonuç:
Türkiye'nin 2024-2030 İklim Değişikliği Azaltım Stratejisi ve Eylem Planı, iklim kriziyle mücadelede önemli bir adım olarak görülse de, fosil yakıtlardan uzaklaşma konusunda daha cesur adımların atılması gerektiği eleştirileriyle karşı karşıya. Planın, yenilenebilir enerji ve karbon yakalama teknolojilerine olan odaklanması, Türkiye'nin iklim değişikliğiyle mücadelede izleyeceği yolu belirliyor.
Ancak, ölçülebilir hedeflerin eksikliği ve fosil yakıtlara dair net bir vazgeçiş planının olmaması, planın etkinliği konusunda soru işaretleri yaratıyor. Türkiye'nin iklim değişikliğiyle mücadeledeki yolculuğu, hem ulusal hem de uluslararası düzeyde yakından izlenmeye devam edecek.